Sayfalar

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Hukuk Sözlüğü V-HARFİ

V-HARFİ
Kelime / Kelime GrubuAnlam
VAADYapılacağına sözverilen şey.
VAATBirinin yararına bir işi yapmak için verilen söz.
VABESTABağlı.
VABESTEBağlı
VACİBGerekli.
VACİBEMutlaka yapılması gereken.
VACİPYapılması gerekli.
VADEBorcun ödeme zamanı.
VADELİZamana bağlı.
VADENİN HULÜLÜSürenin dolması.
VAFİYeterli.
VAHAMETKorkulacak hal.
VAHDETYalnızlık.
VÂHİYararsız.
VÂHİBHibe eden, bağışlayan.
VAHİDYalnız.
VAKAMeydana gelen, dikkat çekici olay.
VAKFETMEKTerk ve tahsiste bulunmak.
VAKFİYEVakfedenin vakfa ilişkin bildirimini ve hakimin tescilini kapsayan belge
VAKIAOlay, hadise.
VAKIFTesis
VAKİOlan.
VARAKBelge.
VARAKABelge
VARANTRehin senedi
VARESTESerbest.
VARESTE TUTULMAMuaf tutulma
VARİDGelen;gerçek olan
VARİDATGelirler; devlet gelirleri
VARİDEBir yere ulaşan.
VARİDE DEFTERİGelen evrâk defteri.
VARİSMirasçı
VARİTErişen
VARTARisk,tehlike.
VASATOrta, ortada.
VASIFSıfât, özellik.
VÂSILNail olan.
VASIL OLMAKUlaşmak, erişmek
VASITALI VERGİBelli bazı işlemlerden veya bir mal alımından doğan ve alınan vergi.
VASITASIZ VERGİDoğrudan doğruya alınan vergi; vergi mükellefi önceden bilinen vergi.
VASİKanunun öngördüğü durumlarda, küçük veya kısıtlı kişilerin haklarını korumak üzere mahkeme tarafından atanan kanuni temsilci
VÂSİGeniş.
VASİLBirbirinden ayrılmayan şey yada kimse
VASİYYETBir kişinin öldükten sonra yapılmasını istedikleri şeyler.
VASLUlaşma.
VASLETMEKUlaştırmak.
VATANDAŞLIKBir hakiki şahsı bir devlete bağlayan hukuki bağ
VATANDAŞLIKTAN İSTİNKAFBir kimsenin kendi isteği ile vatandaşı olduğu ülkenin vatandaşlığını bırakması.
VAZKoyma
VAZIOrtaya koyma, kanun koyma.
VAZIHAçık.
VAZIIKANUNYasa koyucu
VAZIİMZAİmzalama.
VAZIÜLYEDBir şeyi elinde bulunduran.
VAZIYED ETMEBir şeye veya bir işe el koyma
VAZİFEGörev, ödev.
VAZİFE İHTİLAFIVazife uyuşmazlığı.
VAZİFESİZGörev bakımından yetkisiz mahkeme.
VAZİFESİZLİKMahkemenin görev bakımından davaya bakamayacağına dair karar.
VAZİYETDurum
VAZOLUNMAKBırakmak.
VECAİPVecibeler.
VECİBEBorç
VECİHSebep, neden.
VEÇHİLE(Bu) yönden; böylece
VEDAATEmanet
VEDİASaklama
VEFASözünü yerine getirme.
VEFAEN FERAĞBir taşınmazın mülkiyetinin sahibinden alıcısına geçmesi.
VEFAEN SATIŞDönüşü mümkün olan satış.
VEFDElçi, heyet.
VEFKUygunluk.
VEHLEÖncesi; baş tarafı
VEHLE-İ ÛLÂİlk başlangıç
VEHLETENBirdenbire, ansızın, ilkin
VEKALETBirisini temsil etme.
VEKALET SÖZLEŞMESİKişinin bir işi yürütmeyi veya yerine getirmeyi başkası adına üstlendiği sözleşme
VEKALETENVekil olarak.
VEKALETEN ATAMAGeçici olarak görevlendirmek
VEKALETNAMEBir kimsenin vekil olduğunu bildiren noterlikçe onaylanmış belge
VEKİLVekalet sözleşmesi gereği, müvekkil tarafından ve onun adına işlem yapmakla yetkilendirilen kişi
VELAYETAna ve/veya babanın, reşit olmamış çocukları üzerindeki eğitim ve terbiye hak ve yetkisi
VELAYETİN NEZİVelâyet yetkisinin soyulması.
VELEVHatta, olsa da, bile, isterse
VELHASILSonuç olarak.
VELİVelayet hakkına sahip bulunan ana ve/ veya baba
VERASETMirasta hak sahibi olma
VERASET İLAMIMirasçılık belgesi
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİÖlenin vârislerine kalan mal ve paradan alınan vergi
VERESEMirasçılar
VERGİKamu gelirini oluşturan, vatandaşlarca ödenmesi gereken mâlî yükümlülükler.
VERGİ BEYANNAMESİVergi mükellefinin bir vergi döneminde sağladığı kazancı bildirir belge
VERGİ DAİRESİVergi mükelleflerini tespit eden, vergiyi denetleyen ve toplayan resmi daire
VERGİ DEFTERİBir malın vergiye esas olan değeri.
VERGİ EHLİYETİVergi mükellefinin taşıması gereken şart.
VERGİ TEKFİKİBir vergi yükümlüsünden, devlet adına bir başkasının vergiyi kesmesi ve bunu maliyeye yatırması.
VERGİ ZİYAIVergi kaybı.
VERGİDE ADALET İLKESİHerkesin mali gücüne göre vergiye tabi tutulması
VERİLEBir şeyin verilmesi yolunda verilen emir.
VESAİKBelgeler.
VESAİTVasıtalar
VESATETAracılık etme.
VESAYAÖlen kimsenin yapılmasını istediği şeyler
VESAYETHimâyecilik, himâye etme.
VESAYET DAİRELERİMedeni kanuna göre asliye ve sulh mahkemeleri.
VESİKABelge
VESİLEBahane, sebep.
VESVESEKuruntu.
VETİREUslûb, tarz.
VETOKarşı çıkma, karşı durma.
VETO HAKKIBir olayı veya kararı kabul etmeme
VEZAİFVazifeler; görevler
VEZNTartma, tartılma.
VİCAHYüz yüze gelme.
VİCAHENYüze karşı.
VİCAHİYüze karşı; tarafın yüzüne karşı
VİCAHİ HÜKÜMYüze karşı verilen hüküm.
VİFAKOlayın kurala uyması.
VİKAYEKoruma
VİSALUlaşma.
VİZEBir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin
VUKUMeydana gelmek , olmak.
VUKUATOlay
VUKUBULANGerçekleşen.
VUKUFDurma, duruş.
VUSUKİnanmak, güvenmek
VUSULErişme.
VUZUHAçıklık
VÜCUBGerekli olma.
VÜCUB EHLİYETİHaklardan yararlanma ehliyeti.
VÜCUHYüzler, çehreler.
VÜCUT BULMAKDoğmak ; yapılmış olma
VÜKELAVekiller, bakanlar
VÜRUDGelme, varma.
VÜSKASağlam, güçlü, güvenilir.
VÜSUKGüvenilir bir duruma konulmuş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder