A-HARFİ | |
Kelime / Kelime Grubu | Anlam |
ABANDON | Bir haktan vazgeçme ; bırakma. |
ABES | Akla, gerçeğe aykırı; gereksiz; anlamsız |
ABESLE İŞTİGAL ETMEK | Gereksiz, anlamsız ve boş şeylerle uğraşmak |
ABLUKA | Bir devletin dışarı ile olan ilişkilerini zor kullanarak kesmek. |
ABONE | Bir hizmetin belli bir süre alıcısı. |
ABONMAN | Taraflardan birinin bir hizmeti devamlı olarak yerine getirmeyi, alıcıların da ücreti vadeli veya toptan ödemeyi taahhüt ettiği bir nevi akit. |
ACAR | Gözü pek ; yiğit ; becerikli |
ACEMİ | Bir işe yeni başlayan, eli işe alışmamış. |
ACENTA | Ticârî temsilci |
ACENTA SÖZLEŞMESİ | Acentalık kapsamını belirleyen anlaşma. |
ACENTE | Kendinden farklı bir kuruluşun ticari veya mali işlerini kazanç karşılığında yürüten kişi yada kurum. |
ACEZE | Güçsüzler, acizler, düşkünler, zayıflar |
ACİL | İvedi, geciktirilemez. |
ACİR | Kiraya veren |
ACİYO | Bankaların yaptığı işlemler üzerinden aldığı komisyon, faiz gibi ücretler. |
ACİZ | Borcu vaktinde ödeyememe |
ACİZ VESİKASI | Alacaklı alacağının tamamını alamamışsa kalan miktar için kendisine verilen vesika. |
ACİZLİK DEF'İ | Borçlunun borcunu ödemeyeceğine dair ileri sürdüğü bir çeşit savunma |
ACUL | Aceleci. |
ACZ | Beceriksizlik. |
AÇIĞA ALMA | Bir çeşit disiplin cezası olup memurun görevinden fiilen alınması |
AÇIĞA İMZA | Boş kâğıda imza atma. |
AÇIĞA SATIŞ | Sahip olunmayan menkul kıymetlerin ödünç alınmak sureti ile satılmasıdır. |
AÇIK ARTIRMA | Bir malın, teklif veren kişiler arasında en yüksek bedeli öneren kimseye satılmasını sağlayan satış biçimi. |
AÇIK BÖLGE | Bir devletin belli bir kara parçasını serbest bölge haline getirmesi. |
AÇIK DENİZ | Uluslararası deniz. |
AÇIK FATURA | Geçici fatura |
AÇIK HESAP | Henüz kapatılmamış hesap |
AÇIK KART | Birisine verilen tam güvence |
AÇIK LİMAN | Mal girişi ve çıkışlarında gümrük işlemleri yapılmayan liman. |
AÇIK MAAŞI | Açığa alınan memura verilen maaş. |
AÇIK OTURUM | Bir konuda birden fazla kişin tartışması ve bunun herkesçe dinlenip izlenmesi. |
AÇIK PAZAR | Malların ve hakların vasıf ve fiyatları konusunda tarafların serbestçe işlem yapabildikleri pazar. |
AÇIK SENET | Bir kısmı borçlu tarafından doldurulan ve imzalanan sened. |
AÇIKLIK İLKESİ | Aksi kararlaştırılmadıkça kamu hizmetlerinin açık ve herkes önünde yapılması. |
ADA | Parsellerden oluşan arsa parçası |
ADAB | Töre; utanma; edep; terbiye |
ADAD | Adet; sayı; ölüm |
ADALET | Haklılık; hakka uygunluk |
ADALET / ADLİYE SARAYI | Mahkemeler ve dairelerini içine alan büyük bina. |
ADALET MAHKEMELERİ | Özel yargılama yetkisini ve niteliğini taşıyan mahkemeler dışında kalan genel mahkemelerdir. |
ADAVET | Seçimle oluşturulacak bir heyet veya meclise bir başkasınca öne sürülen kişi. |
ADÂVET | Düşmanlık |
ADDETMEK | Varsaymak; o şekilde kabullenmek. |
ADED | Sayı. |
ADEM | Yokluk; hiçlik |
ADEM-İ EHLİYET | Ehliyetsizlik. |
ADEM-İ İFA | Yapmamak; görevi yerine getirmemek; borcu zamanında ödememek |
ADEM-İ İŞTİRAK | Katılmama |
ADEM-İ MERKEZİYET | Yerinden yönetim |
ADEM-İ SELAHİYET | Yetkisizlik |
ADEM-İ VÜSUK | Gercek olmama |
ADIN GASBI | Bir kimsenin, hakkı olmadan bir başkasına ait adı taşıması. |
ADİ | Bayağı, değersiz, sıradan. |
ADİ BORÇ | Karşılığında herhangi bir teminat gösterilmemiş borç. |
ADİ İCAR | Kiracının, ücret karşılığında kiracıya bir şeyin kullanılmasını bırakması. |
ADİ İCTİMA | Yürürlükteki kurallara göre belirli zamanlarda yapılması gereken toplantı |
ADİ İFLAS | Borçlunun hile ve kusuru olmadan borcunu ödeyememesi. |
ADİ İKRAR | Bir muhakeme konusunda davanın taraflarından birisinin ileri sürdüğü hususları karşısındakinin olduğu gibi kabullenmesi, ikrarı. |
ADİ KARİNE | Aksi ileri sürülen belirti. |
ADİ KEFALET | Asıl borçlunun her türlü tebliğata rağmen borcunu ödememesi veya icra takibinin sonuçsuz kalması. |
ADİ KEFİL | Borçlunun iflası, borçluya karşı girişilen takibin sonuçsuz kalması durumlarında kendisine başvurulan kişi. |
ADİ KİRA | Kiraya verenin, ücret karşılığında bir şeyin kullanılmasını kiracıya bırakması |
ADİ SUÇLU | Basit suçları işleyen kimse |
ADİ ŞİRKET | İki veya daha fazla kişinin, ortak bir amaçla ve sözleşme ile kurulan ortaklık |
ADİ TASFİYE | İflâs eden kişi hakkında uygulanan borçları tasfiye biçimi. |
ADİ YARGILAMA USULÜ | Genel muhakeme usûlü. |
ADİ ZAMANAŞIMI | On yıllık bir zaman aşımıdır. |
ADİL | Adaletli, hak ve hukuku gözeten. |
ADİL FİYAT | Kıymet ve değer. |
ADİL ÜCRET | Anayasadaki tanımına göre işçinin emeğine ve sosyal durumuna göre yetecek ücret. |
ADİL VERGİ | Herkesin gelir durumuna uygun biçimde takdir edilen vergi. |
ADİLANE | Eşitlik kurallarına uyar şekilde, âdil bir biçimde. |
ADLİ | Adaletle alakalı |
ADLİ GÖREV | İşlenmiş olan bir suçla ilgili olarak yapılan iş. |
ADLİ HATA | Kesinleşen bir mahkeme kararında hâkimin dava konusunun şartlarında yanılgıya düşmüş olması |
ADLİ İMTİYAZ | Bir ülkede yargı işlerinde başka bir ülkeye veya ülkelere tanınan ayrıcalık. |
ADLİ KAZA | Cezai ve hukuki yargı |
ADLİ MUAMELE | Yargıyla ilgili her türlü işlem. |
ADLİ MÜŞAVİRLİK | Hukukî konularda kendisine başvurulan hukukî danışmanlık. |
ADLİ MÜZAHARET | Adli yardım |
ADLİ MÜZAKKERE | Adliye işlerinde ilgili kişi ve kurumlarla yaptıkları yazışmalar. |
ADLİ PSİKOLOJİ | Hukuk işlerinde psikolojik verilerden yararlanma. |
ADLİ RAPOR | Bir hukukî olayda doktorun verdiği sonuca etkili rapor. |
ADLİ SİCİL | Şahsın mahkumiyet durumunun varlığının anlaşılması için konulmuş olan kayıt yöntemi. |
ADLİ SUBAY | Askerî birliklerde, hâkim görevini yapan subay. |
ADLİ TABİB | Adalet işlerinde görevlendirilen tabib. |
ADLİ TATİL | Adlî araverme |
ADLİ TEŞKİLAT | Yargılama hizmetlerini yerine getirmekle görevli bütün teşkilât. |
ADLİ TEVBİH | İşlenilen suçun ahlâkî ve sair kötü yönlerinin hâkimce sanığa açıklanması. |
ADLİ TIP | Tıbbın adalet ile ilişkili bir bölümü |
ADLİ TIP KURUMU | Adlî tıpla ilgili konular üzerinde savcılıklara ve mahkemelere yardımcı olan kurum. |
ADLİ YARDIMLAŞMA | Bir mahkeme tarafından bir başka mahkemeye yetki verilmesi. |
ADLİ ZABITA | Suç sonrası sanığı ve suç delillerini adli yetkililere veren kolluk kuvveti |
ADLİYE | Muhakeme teşkilâtının tümü. |
ADLİYE MAHKEMELERİ | İdarî ve askerî mahkemeler dışında kalan adalet mahkemeleri. |
ADUL | Çok doğru kişiler. |
AF | Afiv, bağışlama. |
AF HAKKI | Affetme yetkisi. |
AFAKÎ | Nesnel. |
AFAKİ | Bir konu üzerinde olmayan söz; nesnel; yabancı |
AFET | Büyük felaket. |
AFİV VE AFÜV | Yok edici; bağışlayıp affedici. |
AFV | Af. |
AGAH | Bilgili, uyanık. |
AĞIR CEZA | Beş yıldan yukarı hapis cezası |
AĞIR CEZA MAHKEMELERİ | Ağır ceza işlerine ve kanunlarda belirtilen diğer işlere bakan, bir başkan ile iki üyeden oluşan mahkemeler. |
AĞIR HAPİS | Yirmi yıldan yukarı veya ömür boyu hapis |
AĞIR İHMAL | Ağır kusur. |
AĞIR KUSUR | Dikkatsizlik ve özensizlikten kaynaklanan büyük hata |
AĞLEP | Kuvvetli; büyük |
AĞNAM VERGİSİ | Koyun bu keçiden alınan vergi. |
AĞYAR | Yabancılar, eller. |
AHAD | Kişi, kimse. |
AHALİ | Kalabalık. |
AHAR | Başkası; yabancı |
AHASS | Başlıca. |
AHD | And, yemin. |
AHDE VEFA | Söze ve sözleşmeye bağlılık |
AHDİ TARİFE | Gümrük tarifesi. |
AHES | En hususi, başlıca. |
AHFAD | Torunlar. |
AHÎR | Enson. |
AHÎREN | Sonradan |
AHİR | Son; en son |
AHİREN | Sonradan |
AHİT | Söz verme |
AHKAM | Hükümler. |
AHKAM | Hüküm |
AHKÂM | Hükümler. |
AHKAM -I ADLİYYE | Adliye ile ilgili hükümler. |
AHKAM-I AMELİYYE | Uygulamaya ait hükümler. |
AHKAM-I AMİRE | Emredici hükümler. |
AHKAM-I CEZAİYYE | Ceza hukuku ile ilgili hükümler. |
AHKAM-I EZELİYYE | Çok eskiden beri süregelen hükümler. |
AHKAM-I GIYABİYYE | Kişinin yokluğu ile ilgili hükümle. |
AHKAM-I HURUMAT | Yasaklarla ilgili hükümler. |
AHKAM-I HUZURİYYE | Hakim önünde yargılanma usulleri |
AHKAM-I MAHSUSA | Özel hüküm |
AHKAM-I MUDAYENE | Borç alıp vermeyle ilgili hükümler. |
AHKAM-I MUHAKEME | Yargılama hükümleri. |
AHKAM-I MÜTEFERİA | Ayrıntılı hüküm |
AHKAM-I MÜTEHALİFE | Aykırı hüküm |
AHKAM-I NAHİYE | Yasaklıyan kurallar. |
AHKAM-I ŞAHSİYYE | Şahsiyetle ilgili hükümler. |
AHKAM-I TEFSİRİYYE | Yorumlayıcı hükümler. |
AHLAF | Birinin yerine geçenler, halef. |
AHLÂF | Halefler. |
AHLAK | Alışkanlık, iyi huy. |
AHLAKÎ | Ahlaka dair. |
AHLAKİ | Ahlaka dair. |
AHMAL | Ağırlık. |
AHRAR | Serbest olanlar. |
AHSAP | Sahipler |
AHVAL | Durum; vaziyet |
AHVÂL | Vaziyet. |
AHVAL-İ ŞAHSİYYE | Kişinin hukuki durumu. |
AHZ | Almak |
AHZEYLEME | Kabul etme. |
AİDAT | Üyelik aidatı,dernek ve benzeri tüzel kişiliklerde işlerin görülebilmesi için üyelerin aylık ve yıllık olarak vermeyi yüklendikleri para yardımı. |
AİDE | Kar, kazanç. |
AİDİYET | Ait olma |
AİLE HUKUKU | Aile ilişkilerini düzeneleyen hukuk kurallarıdır. |
AİLE ŞİRKETİ | Bir ailenin bireylerinden oluşan ortaklık. |
AİLE ŞİRKETİ EMVALİ | Mirasın bölüşülmeden mirasçılar arasında ortaklaşa idaresi ve kullanımı. |
AİLE VAKFI | Vakıflara dair hükümlerden çok miras hukuku hükümlerine göre yönetilen vakıf türü. |
AİLE VASİYETİ | Vesayet altındaki küçüklerin mallarını idare edip işleten bir kurum. |
AİLE YARDIMI | Evli buluan işçilere ve memurlara bu ad altında ödenen para yardımı. |
AİLEVÎ | Aile ile ilgili. |
AKABİNDE | Derhal |
AKAMET | Verimsizlik, kısırlık. |
AKAR | Kiraya verilen ve gelir sağlayan |
AKARAT | Gelir sağlayan taşınmazlar. |
AKÂRÂT | Gelir getiren mallar. |
AKARATI MEVKUFE | Gelir getiren mallar |
AKÇA | Küçük çaplı ve gümüş, sarı vb.lerden yapılmış para. |
AKÇALI MADDELER | Parayla ilgili hususları içeren maddeler. |
AKD | Sözleşme. |
AKDEM | Önceki. |
AKDETMEK | Sözleşmek; kararlaştırmak |
AKDÎ FÂİZ | Taraflar arasında yapılan sözleşmeyle kararlaştırılan faiz. |
AKDİ FESHETMEK | Sözleşmeyi yerine getirmeden bozmak. |
AKDİ İKAMETGAH | Sözleşmede ikamet edilen yeri gösteren adres. |
AKDİ KUSUR | Sözleşme gereğince hareket etmeme. |
AKD-İ MEBHUSÜNANH | Sözü geçen akit, sözleşme |
AKDİ MES'ULİYET | Sözleşmeden kaynaklanan sorumluluk. |
AKD-İ MEZBUR | Sözü geçen akit, anlaşma, sözleşme |
AKDİ MUAVAZA | Bir bedel, ıvaz verilerek yapılan sözleşme. |
AKD-İ MUKAVELE | Sözleşme yapma. |
AKD-İ MUVALAT | Birine sahip ve destek çıkma şeklinde bir sözleşme. |
AKD-İ MUVAZAA | Karşılıklı ödün verilerek yapılan akit, sözleşme |
AKD-İ SAHİH | Geçerli, kusursuz akit, sözleşme |
AKDİ SORUMLULUK | Akidden doğan sorumluluk. |
AKDİN BUTLANI | Sözleşmenin bir kısım sebeplerden yokluğu ve hükümsüzlüğü. |
AKDİN FESHİ | Sözleşmenin bozulması. |
AKDİN HİTAMI | Sözleşmenin sona ermesi. |
AKDİN İHLALİ | Yapılan sözleşmenin gereklerinin çeşitli sebeplerle yerine getirilmemesi. |
AKDİN İN'IKADI | Sözleşmenin yerine getirilmesi. |
AKDİN KONUSU | Sözleşmenin tarafları yükümlülük altına sokan yanları. |
AKDİN NEVİLERİ | Sözleşmenin çeşitleri. |
AKDİN ŞEKLİ | Sözleşmenin asıl ve şekil şartları ile ilgili durumlar, sözleşmenin isbatına, sıhhatine ilişkin durumlar. |
AKIB | Bir diğerinin ardından gelen. |
AKIBET | Bir iş ve eylemin sonucu. |
AKIL | Akıllı, bilgili. |
AKIL BALİĞ | Akıllı ve ergin kişi. |
AKİD | Akt yapan, sözleşen. |
AKİDDEN CAYMA | Taraflardan birisinin sözleşmeden geri dönmesi. |
AKİDE | Dini inanış,iman. |
AKİDEYN | Akdi yapan iki taraf |
AKİDÎN | Sözleşme yapanlar. |
AKİDİN | Sözleşme yapanlar |
AKİM | Verimsiz, kısır. |
AKİT | Sözleşme veya mukavele yapan |
AKİT SERBESTİSİ | Akid yapma hürriyeti. |
AKİT SIRASINDAKİ KUSUR | Sözleşme yapılacağı sırada tarafların kusurlu olması. |
AKİT VAADİ | Ön sözleşme |
AKİT YAPMA TAAHHÜDÜ | Bu konuda söz vermek. |
AKİT YAPMA VAADI | İleride bir akdin yapılmasını şimdiden yüklenme. |
AKİT YAPMA ZORUNLULUĞU | Sözleşme yapma mecburiyeti. |
AKLEN | Akıl Gereğince. |
AKORT ÜCRET | Üretilen parça başına düşen ücret. |
AKSA | En son, nihayet. |
ALA | Yükseklik, büyüklük. |
ALÂ | Yükseklik. |
ALACAĞIN İSTİFASI | Alacağın ödenmesi. |
ALACAĞIN LİKİD OLMASI | İcra takibinde alacağın miktarının belirliliği. |
ALACAĞIN SUKUTU | Alacağın ortadan kalkması. |
ALACAĞIN TEMLİKİ | Bir kimsenin birinde olan alacağını bir üçüncü kişiye devri. |
ALACAK SENEDİ | Borç senedi. |
ALACAKLI | Alacak hakkına sahip kimse, |
ALACAKLININ TEMERRÜDÜ | Alacaklının bile bile borcun ödenmesinde güçlükler çıkarması. |
ALAFRANGA | Batı medeniyetine ait. |
ALAHİLAF-ÜL-KANUN | Yasaya aykırı olarak |
ALAKA | İlgi |
ALAKADAR | İlgili; ilişkili |
ALAKALI | İlgili |
ALAL | Hastalıklar. |
ALAM | Acılar. |
ALAMET | Belirti. |
ALAMETİ FARİKA | Marka. |
ALAT | Alet; araç |
ALAT-I NARİYYE | Ateşli silahlar. |
ALATURKA | Türke ait. |
ALEDDERECAT | Sırasıyla |
ALEDDEVAM | Sürekli;Devamlı. |
ALEGORİ | Bir olayı anlatmak için simgeler kullanma. |
ALELACELE | Çabuk; Aceleye getirme. |
ALELADE | Basit; Bayağı. |
ALELHESAP | Hesaplaşmak üzere; hesaba sayarak |
ALELHUSUS | Özellikle. |
ALE-L-ITLAK | Genel olarak; rastgele |
ALELUMUM | Genellikle. |
ALELUSUL | Usulüne uygun getirme |
ALEM | Dünya |
ALENEN | Herkesin önünde bir işin yapılması. |
ALENÎ | Herkesin görebileceği şekilde. |
ALENİ | Açıkça; saklı ve gizli yanı olmayan. |
ALENİ MUHAKEME | Açık yargılanan. |
ALENİYET | Açıklık; şeffaflık |
ALESTA | Bir işi yapmaya hazır olma. |
ALETTAFSİL | Ayrıntılı olarak. |
ALETTAHKİK | Yapılan bir tahkikatın üzerine. |
ALETTAKRİB | Yaklaşık olarak |
ALEYH | Yararına olmayan. |
ALEYHTAR | Rakiplik. |
ALIKOYMA | İsteği dışında birisini bir yerde tutma. |
ALINDI | Makbuz. |
ALINTI | Bir eserden bazı parçaların bir başka esere aktarılması. |
ALİ | Yüksek; Yüce. |
ALİAME | Alimlerin en büyüğü. |
ALİAS | Takma isimle birlikte kullanılan. |
ALİBİ | Suçun işlendiği esnada başka bir yerde olduğunu söyleme. |
ALİL | Sakat. |
ALİM | İlmi bilgisi olan. |
ALKOL TESTİ | İşlenilen suçlarda sanığın alkollü olup olmadığının tebiti. |
ALONJ | Ticari senet üzerinde ciroların veya diğer yazıların artması nedeniyle eklenen kağıt. |
ALT KİRA | Kiracının kiracısı. |
ALTERNATİF | Seçenek. |
ALTERNATİF DAVA | Seçim hakkına sahip borçluya karşı alacaklının açmış olduğu dava. |
ALTERNATİF İLLİYET | Bir şeye neden olanların değişkenlik göstermesi. |
AMAÇSAL YORUM | Hukuk kurallarının, konuluş amacına uygun yorumlanması metodu. |
AMADE | Yapmaya hazır |
AMÂDE | Bir işi yapmaya hazır olma. |
AMAL | İşler. |
AMATÖR | Profesyonel olmayan |
AMBARGO | Bir devletin bir diğer devlete karşı uyguladığı ekonomik yaptırım. |
AMD | Kasıt. |
AMDEN KATİL | Bile bile adam öldürme. |
AMEDİ | Askeri defter. |
AMEL | İş; fiil |
AMELE | İşçi |
AMELİ | İşle ilgili; pratik; uygulamalı |
AMELMANDE | Sakat |
AMENAJMAN | Doğal kaynakların işletilmesi, hazırlanıp kabul edilmiş usullerle işletilmesi |
AMENNÂ | İnandık. |
AMFİBİ | Hem karada hem denizde çalışabilen araç. |
AMFORA | Antik testi. |
AMİD | Bir işe bilerek başlama. |
AMİK | Derin |
AMİL | Yapan; sebep; faktör |
AMİR | Emreden; memurun üstü |
AMİR HÜKÜMLER | Emredici kurallar. |
AMİRİ İTA | İta amiri. |
AMİYANE | Avami; Halka ait. |
AMM | Umumi; herkese ait |
AMMA | Ama; fakat; lakin |
AMMAL | Devlet yöneticileri. |
AMME | Kamu |
AMME ALACAĞI | Kâmu alacağı. |
AMME BORÇLUSU | Vergi ödeme zorunluluğu olan herkes. |
AMME DAVASI | Kamu adına savcı tarafından açılan dava. |
AMME EMLAKİ | Kamu hizmetine terk ve tahsis edilen mallar. |
AMME HİZMETİ | Kamu hizmeti. |
AMME HUKUKU | Kamu hukuku. |
AMME HÜKMİ ŞAHSİYETİ | Kamu tüzel kişiliği |
AMME İDARESİ | Kamu yönetimi. |
AMME İKTİDARI | Devletin ve sair kamu hükmî şahıslarının sahip oldukları güç. |
AMME İNTİZAMI | Kamu düzeni |
AMNEZİ | Hafıza yitimi. |
AMORTİSMAN | Yıpranma payı. |
AMORTİSMAN FONU | Yıpranma payı için ayrılan fon. |
AMORTİSMAN PAYI | Gelir getiren yatırımlarda elde edilen gelirlerin yıllık belli bir yüzdesinin ayrılması. |
AMORTİSMAN SİGORTASI | Hizmette kullanılan malın yıpranma payının güvence altına alınması. |
AMPİRİK | Deneysel. |
AMUDİ | Dikey. |
ANA MAL | Ana sermâye. |
ANA NİZAMNAME | Ana tüzük. |
ANAGAYRİMENKUL | Taşınmazın bütünü |
ANALIK SİGORTASI | Hamilelik, doğum ve emzirme aşamalarını kapsayan sigorta türü. |
ANALİTİK | Parçalara ayırarak. |
ANALİZ | Bir bütünü parçalara bölme. |
ANALOJİ | Kıyas. |
ANANE | Gelenek ve görenek. |
ANARŞİ | Karışıklık, bozuk düzen. |
ANARŞİZM | Otorite kabul etmeyen yöntem. |
ANASIR | Elemanlar |
ANÂSIR | Unsurlar. |
ANASÖZLEŞME | Esas sözleşme. |
ANAYAPI | Taşınmazın esas yapı bölümü |
ANAYASA | devletin temel ilkelerini düzenleyen temel yasa. |
ANBAR | Depo. |
AND | Yemin, söz. |
ANEKDOT | Kısa yazı |
ANGAJE | Bağlanan; bağımlı |
ANGARYA | Ücrestiz çalıştırma. |
ANİ EDİM | Bir anda yapılan belli davranış ya da davranışlarla yerine getirilen edim. |
ANİ SUÇ | Suç oluşturan eylemin anlık bir iş olması. |
ANİF-ÜL-BEYAN | Az önce açıklanan, bildirilen |
ANİMUS | Sebep |
ANKARİB | Çok yakınında. |
ANKESÖR | Otomatik olarak çalışan kasa. |
ANLAŞMA | İki devletin birbirleriyle bir konuda mutabakata varması, anlaşmada bulunmaları. |
ANLAŞMA SUÇLARI | Suç faillerinin iradelerinin aynı istikamette ve birbirlerine uygun biçimde ortaya çıkması. |
ANMUHAKEMETİN | Muhakeme ve yargılama yoluyla |
ANONİM | Yapanı belli olmayan. |
ANT | Yemin. |
ANTANT | Antlaşma, uyuşma. |
ANTET | Başlık. |
ANTİDAMPİNG VERGİSİ | Yabancı malların haksız rekâbete girişmesini önlemek için ithal mallara konulan gümrük vergisi. |
ANTİK | Eski çağlara ait. |
ANTİPATİ | Sempatinin zıddı. |
ANTİSEPTİK | Mikropları ilaçla yoketmeye yönelik. |
ANTRE | Evin girişi. |
ANTREPO | Gümrüklere gelen ticari eşyanın konulduğu, korunduğu yer. |
ANÜS | Boşaltım organının sonu. |
ANVETEN | Zorla, baskı yoluyla. |
APEL | Ortakların taahhüt ettikleri sermayeyi ödemeye çağrılmaları. |
APLİKASYON | Mevcut haritaya göre arazi üzerindeki bir parseli belirleme |
AR | Utanma. |
ARA | Rey; oy |
ARA KARAR | Yargıdan önce, önlem niteliğindeki karar |
ARABULUCULUK | Mevcut bir uyuşmazlık halinde taraflara tavsiyelerde bulunmak bulunmak. |
ARACI | Üretici ile tüketici arasına giren. |
ARACI BANKA | Kredi alıp verme. |
ARAİZ | Arzlar. |
ARAMA | Bir ceza yargılamasında suçu isbata yarayan veya suçluyu ortaya çıkarma. |
ARAMA EMRİ | Normal durumlarda hâkim tarafından düzenlenen emir. |
ARAZ | Rumuz. |
ARAZİ MAHLULE | Tasarrufta bulunanın mirasçı bırakmadan ölümü halinde devlete kalan topraklar , araziler |
ARAZİ-İ EMİRİYYE | Devlet tarafından kişilere dağıtılan yerler, topraklar |
ARAZİ-İ HARACİYYE | Haraca bağlanmış arazi |
ARÂZİ-İ MEMLÛKE | Mülk; mülkiyet ile işlenen ve alınan yerler |
ARAZİ-İ METRUKE | Halkın kullanımı için terk edilen arazi |
ARAZİ-İ MEVAT | Tasarruf altında olmayan, halka tahsis edilmemiş, yerleşimden uzak kıraç, taşlık araziler |
ARAZİ-İ MEVKUFE | Geliri belirli bir konuya tahsisli arazi |
ARAZİ-İ MİRİYE | Devlet arazisi |
ARÂZİ-İ ÖŞRİYE | Ürününden yüzde on devletin pay aldığı ve tasarruf yetkisinin bulunduğu arazi |
ARAZÖZ | Yol sulayıcı araç. |
ARBEDE | Gürültülü kavga. |
ARBİTRATÖR | Hakem. |
ARDİYE | Ticari eşya saklanan yer. |
ARIZ OLMAK | Çatmak. |
ARÎZ VE AMÎK | Enine boyuna |
ARIZİ | Dıştan gelen. |
ARİ | Çıplak. |
ARİF | Bilgi sahibi. |
ARİYE | Ariyet olarak alınan.. |
ARİYET | Ödünç; borç |
ARİYETEN | Ariyet olarak. |
ARMA | Birini diğer benzerlerinden ayıran işaret. |
AROZÖZ | Yol sulayıcı araç. |
ARSA | Üzerine inşaat yapmak için ayrılmış arazi parçası |
ARSA PAYI | Kanunda belirtilen esasalar çerçevesinde bağımsız bölümlere ayrılmış ortak mülkiyet payı |
ARSIULUSAL | Milletlerarası. |
ARSİYAB | Değirmen. |
ARŞIN | Uzunluk ölçüsü. |
ARŞİV | Devlete ait eski belgelerin saklanıldığı yer. |
ART KEFİL | Bir kefilin kefili. |
ARTER | Ana; Atar damar. |
ARTIK DEĞER | Emekten elde edilen fakat emek sahibine ödenmemiş olan değer. |
ARZ | Sunma; gösterme; bildirme; anlatma |
ARZANİ | Enine. |
ARZETMEK | Bildirmek, sunmak. |
ARZ-I MEMLEKET | Devlete ait topraklar. |
ARZİ | Toprakla ilgili. |
ARZU | Heves. |
ARZUHAL | Dilekçe |
ARZUHALCİ | Dilekçe yazıcı. |
ASAB | Sinirler. |
ASABE | Baba tarafından akrabalar. |
ASABİ | Sinirli. |
ASABİYE | Sinir hastalıkları. |
ASABİYET | Sinirlilik. |
ASAKİR | Askerler. |
ASAR | Asırlar. |
ASAR | Eserler. |
ASÂR | Eserler. |
ASAYİŞ | Güvenlik. |
ASFAD | El ve ayaklara takılan kelepçe. |
ASFAR | Sıfırlar. |
ASFEKSİ | Oksijen darlığı yüzünden nefes alamama. |
ASGARÎ | En düşük. |
ASGARİ | En az; en düşük; en küçük |
ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ | Bir kimsenin veya vergi yükümlülerinin yaşamasına yetecek en az miktarının vergi dışı bırakılması. |
ASGARİ ÜCRET | En az ücret. |
ASHAB | Malik olanlar, tasarruf sahipleri. |
ASHÂB | Sahipler. |
ASHAB-I İNTİKAL | Verasetin hak sahipleri |
ASI | Asma; Asılarak boğulma. |
ASIR | Yüzyıl. |
ASİ | Dikbaşlı |
ASİ SENET | Resmî makamlar dışında yapılan senet |
ASKERİ BÖLGE | Askerî güvenlik bölgesi. |
ASKERİ KAZA | Askerî yargılama faaliyeti. |
ASLÎ | Birincil. |
ASLİ | Birincil. |
ASLİ CEZA | Suçun tam karşılığı olan ceza. |
ASLİ FAİL | Suçu bizzat işleyen kimse. |
ASLİ İŞTİRAK | Suç fiilini birkaç kişinin birlikte işlemesi. |
ASLİ TABİYET | Doğumla kazanılan vatandaşlık. |
ASRÎ | Uygar. |
ASRİ | Asrî - zamana uygun; çağdaş; modern |
ASVAT | Sesler |
AŞAR | Ondalık. |
AŞİKAR | Açık; meydanda olan |
AŞİKÂR | Besbelli; Açık |
AŞİNA | Bildik. |
AŞİYAN | Ev |
ATALET | Eylemsizlik. |
ATE | Tanrı tanımazlık. |
ATEH | Bunama |
ATEİST | Tanrı tanımaz. |
ATF | Yöneltme. |
ATFEN | Yollama yaparak. |
ATFETMEK | Birisine yollama. |
ATF-I CÜRÜM | Sanığın suçu birisine yüklemesi. |
ATÎ | Gelecek. |
ATIF | Yöneltme; yollama; ilişkili bulma |
ATIFET | Karşılık beklemeden gösterilen sevgi. |
ATIL | Kullanılmayan; Fazla. |
ATİ | Gelecek; gelecek zaman |
ATİYEN | Gelecekte. |
ATİYYE | Bağış. |
AVADANLIK | Alet ve edevat. |
AVAKIB | Akıbetler. |
AVÂKIB | Sonuçlar. |
AVAL | Ticârî kefâlet. |
AVALİST | Aval veren kimse. |
AVAM | Halk. |
AVAMİ | Halkla ilgili |
AVAN | Zaman, vakit. |
AVANS | Alacağa sayılmak üzere yapılan kısmi ödeme |
AVANTAJ | Üstünlük. |
AVARIZ | Kazalar; belalar; yok eden haller |
AVÂRIZ | Borçlanma ve hak kazanma yeterliğini kısan veya yok eden haller |
AVARIZ AKÇESİ | Köy ya da mahalle halkından âcil ihtiyaçlar ve hizmet giderlerini karşılamak üzere alınan vergi. |
AVAZ | Ses, seda |
AVÂZ | Ses. |
AVDET | Dönme; geri gelme |
AVİZOLU ÇEK | Bankadan önceden karşılığı olduğu konusunda onay alınan çek. |
AVLAK | Av yapılan alan. |
AVRAT | Eş. |
AYAN | Belli; Aleni. |
AYIN | Para dışında kazanılabilen bütün servet öğeleri |
AYIP DAVASI | Müşterinin, satın aldığı malda gördüğü bir sakatlık, kusur nedeniyle açtığı dava. |
AYİN | Dini tören. |
AYLIK | Her ay memurlara ödenen maaş.. |
AYMİ KREDİ | İpotek veya rehin karşılığı verilen kredi. |
AYMİ MESULİYET | Bir zarar veya tazminât karşılığında kişinin bizzat mal ile sorumlu tutulması. |
AYN | Para dışında, kazanılabilen bütün mala ilişkin servet |
AYNİ | Mala ilişkin; mülkiyetle ilgili |
AYNİ DAVA | Taşınır veya taşınmaz mallarla ilgili davalar. |
AYNİ HAKLAR | Eşya üzerinde doğrudan doğruya mutlak egemenlik yetkisi veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklar. |
AYNİ VERGİ | Verginin doğrudan doğruya mal olarak alınması. |
AYNİYAT | Parasal değeri olup kullanma ve harcamaya elverişli taşınır şeyler. |
AYRILIK | Hâkim kararı ile evlilik birliğine geçici bir süre ara verme evliliği tatil etme. Bu da 1 ile 3 yıl arasında değişir. |
AZA | Uzuv; üye; organ |
AZADE | Serbest; özgür |
AZÂDE | Serbest. |
AZAMET | Büyüklük; heybet. |
AZAMİ | En çok; en büyük |
AZAMİ AĞIRLIK | En fazla ağırlık. |
AZINLIK | Bir toplulukta veya bir ülkede çoğunluğun karşısında yer alan küçük grup. |
AZİL | Temsil yetkisinin kaldırılması |
AZİLNAME | İşten uzaklaştırma belgesi. |
AZİM | Ulu kimse veya çok önemli bir iş. |
AZİMET | Verilen bir emrin gereği. |
AZİMET | Gidiş |
AZİZ | Sayın. |
AZMETTİRME | Bir suçu işletmek, bir işi yapmak için birisinin bir başkasını yönlendirmesi. |
Hukuki Terimler
13 Ağustos 2013 Salı
Hukuk Sözlüğü A-HARFİ
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)