MAANİ | Manalar |
MAARİF | Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir müdürlük. |
MAASİ | Gayrı hukukî davranışlar. |
MAAŞ | Her ay çalışmadan önce memura verilen para, aylık. |
MAATTAHLİF | Yeminli. |
MAATTEESSÜF | Teessüfle. |
MABAT | Sonu, sonrası. |
MABEHÜLİMTİSAL | Örnek alınan. |
MABEMAL | Mahalsiz, yersiz. |
MABEYN | İki şey arasındaki mesafe. |
MABİHÜTATBİK | Tatbik yeri. |
MADAMAKİ | Madem ki |
MADDE-İ SABIKA | Yukardaki hükümler; geçen hükümler; daha önce anılan maddeler |
MADDİ EDİM | Borçlunun malvarlığı ile ifa edeceği edim türü |
MADDİ MAL | Taşınır ve taşınmaz mallar gibi fiziksel varlığı olan, gözle görülüp elle tutulabilen mal. |
MADDİ MESELE | Bir davanın konusunun veya yargılama meselesinin hukukî bir olay olması. |
MADDİYET | Gözle görülen elle tutulan şey, madde |
MADELET | Adalet, adilce davranış |
MADRUB | Dövülmüş; vurulmuş |
MA-DUD | Sayılı |
MADUD | Sayılı, belirli. |
MADUM | Yok olan şey. |
MADUN | Aşağı derece, alt. |
MADÛN | Aşağıda olan; Daha düşük düzeyde. |
MADUT | Sayısal. |
MAFEVK | Üst |
MAĞBUN | Aldatılmış. |
MAĞDUR | Haksız fiilden ve suçtan zarar gören erkek. |
MAĞDURE | Haksız fiilden ve suçtan zarar gören kadın. |
MAĞDURİYET | Bir konudan zarar görme. |
MAĞRİB | Batı. |
MAĞSUB | Gasbedilmiş yer |
MAĞŞUŞ | Karışık; Saf olmayan. |
MAH | Ay. |
MAHAKİM | Mahkemeler |
MAHÂKİM | Mahkemeler |
MAHAL | Yer, bölge |
MAHAL | Yer, mevzi, bölge. |
MAHALLİ MAHKEME | Yerel mahkeme. |
MAHAZA | Bununla beraber |
MAHAZAR | Hazır olanlar. |
MAHCUC | Delillendirilmiş. |
MAHCUR | Vesayet altına alınmış, kısıtlı |
MAHCURİYET | Hacir altına alınma. |
MAHCUZ | Haczedilen; üzerine haciz konulmuş |
MAHDUM | Erkek çocuk. |
MAHDUT | Sınırlanmış; tahdit konulmuş |
MAHFUZ | Saklı; gizli |
MAHFUZİYET | Saklı olma hali |
MAHİR | Usta;Uzmân. |
MAHİRANE | Ustaca. |
MAHİYE | Aylık |
MAHİYET | Bir şeyin esası, içyüzü |
MAHİYYET | Nitelik. |
MAHKEME | Davanın hükme bağlandığı yer. |
MAHKEME İSTİKLALİ | Mahkeme bağımsızlığı. |
MAHKUM | Hüküm giymiş, hükümlü |
MAHKUMİYET | Hüküm giymiş olma durumu |
MAHKUMUNBİH | Hüküm konusu |
MAHLAS | Ozanların yapıtlarında kullandıkları takma ad. |
MAHLU | Tahtından indirilmiş. |
MAHLUL | Hallolunmuş; çözülmüş |
MAHLUT | Karışık,karıştırılmış. |
MAHMUL | Yüklenmiş, müsnet, dayalı |
MAHMUZ | Paslanmış. |
MAHREÇ | Mirasın kaça bölüneceğini gösteren sayı. |
MAHREK | Yörünge. |
MAHREM | Gizli olan. |
MAHREMİYYET | Gizlilik. |
MAHRUB | Yıkılmış. |
MAHRUKAT | Yakıt. |
MAHRUM | Yoksun; dilediğini elde edemeyen |
MAHRUSA | Büyük şehir. |
MAHSUB | Hesaplanmış, sayılmış. |
MAHSUBEN | Hesaba geçirilerek, alacağa sayılarak. |
MAHSULAT | Mahsuller; ürünler |
MAHSUP | Hesaba dahil edilmiş |
MAHSUR | Sınırlanmış. |
MAHSUS | Özel |
MAHSUSA | Mahsus. |
MAHTUM | Mühürlenmiş. |
MAHUT | Bilinen. |
MAHZ | Halis, katıksız. |
MAHZA | Katkısız; Tam. |
MAHZAR | Mahkeme sicil defteri, çok imzalı dilekçe |
MAHZEN | İçerisinde eşya saklanan yer. |
MAHZUR | Engel, mani, sakınca |
MAÎ | Suyla ilgili. |
MAİB | Kusur, leke. |
Eğik. | |
MAİŞET | Geçinme için gerekli şeyler. |
MAİYET | Memurun emri altında bulunma |
MAİYYET | Büyük bir memurun emri altında bulunma. |
MAKABLE ŞAMİL | Geçmişe etkili olan; geriye dönük |
MAKABLE TEŞMİL | Hükmün etkisinin geriye yürütülmesi |
MAKAL | Söz |
MAKAR | Başkent |
MAKASIT | Maksatlar, amaçlar. |
MAKASİD | Maksatlar; Amaçlar. |
MAKAT | Anüs. |
MAKBER | Mezar, mezarlık. |
MAKBUZ | Alındı. |
MAKES | Yankılanma. |
MAKİS | Kıyaslanabilir, benzetilebilir. |
MAKRUN | Yakın; ulaşmış |
MAKSAD | Amaç, istek |
MAKSUD | İstek. |
MAKSUDİYAT | Kastolunan şeyler |
MAKSUM | Bölünmüş |
MAKSUR | Kısıtlanmış; kısıtlı |
MAKSURAN | Kısaltılarak |
MAKSURE | Kısaltılmış. |
MAKSUT | İstek. |
MAKTU | Değeri biçilmiş; pazarlıksız |
MAKTUA | Kesilmiş, pahası biçilmiş. |
MAKTUAN | Toptan, götürü biçimde. |
MAKTUL | Öldürülen (maktül) |
MAKTULEN | Öldürülerek |
MAKULE | Çeşit; tür |
MAKUS | Ters, yolunda gitmeyen. |
MAKZÎ | Hüküm ve kaza olunmuş. |
MAL BEYANI | Taşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması |
MALAGANLAR | Rusya'da yaşayan ve bir bölümü Türkiye'ye sığınan bir boy ve mezhep topluluğu |
MALAYUTAK | Dayanılmaz |
MALİ MESRUK | Çalıntı mal |
MALİK | Bir şeye sahip olan kişi |
MALİYUN | Maliyeciler |
MALUMAT | Bilgi. |
MALUME | Belli. |
MALUMÜLESAMİ | Adları bilinen |
MAMAFİH | Buna rağmen. |
MAMELEK | Malvarlığı |
MAMULİYET | İmal edilmiş olan. |
MAMULÜNBİH | Yürürlükte olan. |
MAMURE | İnsan bulunan yer. |
MANDA | Bazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar birleşmiş milletler cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik |
MANDACI | Bir ülkeyi manda temeline göre yönetmesi için milletler cemiyeti tarafından görevlendirilen devlet |
MANEVİ TAZMİNAT | Bir kimsenin karşılaştığı zararlara karşı mânen ödenmesi gereken bedel. |
MANİ | Engel olan, yasaklayıcı. |
MANSUB | Atanmış |
MANSUP | Atananmış. |
MANTIKİ | Mantık kurallarına uygun |
MANTUK | Söylenmiş söz. |
MARİFETİYLE | Aracılığıyla |
MARUF | Herkesçe bilinen |
MARUZ | Arzolunmuş |
MARUZAT | Arz olunanlar, diyecekler. |
MARÜZZİKR | Zikredilen. |
MARZİ | Rıza gösterilmiş. |
MARZİYYE | Rızaya uygun. |
MASARİF | Giderler |
MASARİFİ | Paylara bölünecek harcamalar |
MASARİFİ MUHAKEME | Muhakeme masrafları |
MASARİT | Masraflar. |
MASDAR | Kaynak, temel. |
MASLAHAT | Emir; buyruk |
MASLAHATAMİZ | İşe yarar. |
MASNU | Sanatla yapılmış. |
MASNUAT | Sahte |
MASRAF | Harcama, gider |
MASRUF | Sarfedilmiş; harcanmış |
MASUN | Korunmuş; Saklanmış. |
MASUNİYET | Dokunulmazlık |
MAŞRIK | Doğuda kalan ülkeler. |
MATBU | Basılı |
MATBUAT SUÇLARI | Basın suçları |
MATLAB | Talep olunan |
MATLAP | Yasa maddelerinin başında yer alan başlık. |
MATLUB | Talep edilen, istenilen. |
MATLUBAT | Alacaklar |
MATLUP | İstenilen şey. |
MATRAH | Bir verginin miktarını belirtmek için esas alınan değer |
MATRUD | Tardedilmiş; Kovulmuş. |
MATUF | Yöneltilmiş; yönelik |
MÂTUF | Yönelmiş. Bir tarafa eğilmiş. |
MATUFİYET | Yöneliklik. |
MATUH | Bunamış, bunak |
MAVAKA | Olup geçmiş (şey). |
MÂYİ | Sıvı. |
MAYUBİYET | Ayıplı, kusurlu olmak. |
MAZARRAT | Zarar; zarar verici |
MAZARRÂT | Zarar. |
MAZBATA | Tutanak |
MAZBUT | Düzenli; Düzgün. |
MAZBUT VAKIF | Yönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıf |
MAZHAR | Bir şeyden yararlanma; ulaşma |
MAZHARİYET | Nail olma. |
MAZİ | Geçmiş. |
MÂZİ | Eski zamanda kalmış. |
MAZİRETİ SAHİHA | Gerçek engel |
MAZLUM | Ezilmiş. |
MAZLÛMİYYET | Ezilmiş olma durumu. |
MAZMUM | İlaveli. |
MAZMUN | Ödenmesi gereken şey |
MAZNUN | Zanlı; sanık |
MAZRUF | Zarfın içine konmuş. |
MAZUL | Görevden uzaklaştırılmış. |
MÂZUR | Mazeretli. |
MEAB | Sığınılacak yer |
MEAİL | Sorunlar |
MEAL | Mana, anlam. |
MEANİ | Manalar, anlamlar |
MEBADI | Başlangıçlar. |
MEBALİĞ | Meblağlar |
MEBÂLİĞ | Paralar |
MEBANİ | Binalar |
MEBDE | Başlangıç; ilk unsur |
MEBHAS | Araştırma yeri. |
MEBHUS | Sözü edilen. |
MEBHUSÜNANH | Sözü geçmiş, anılan. |
MEBİ | Satılan şey |
MEBLAĞ | Para tutarı |
MEBNA | Yapı , bina yeri. |
MEBNÎ | Bu sebeple; Bu yüzden. |
MEBNİ | Buna dayanan; ....den dolayı; ......den ötürü; |
MEBRUZ | Sunulmuş. |
MEBSUTEN | Yayılmış. |
MEBZUL | Bol, çok |
MECARİ | Su yolları |
MECAZİ | Öz anlamı dışında söz kullanma. |
MECBUR | Zorunlu |
MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞI | Bir kısım davalarda davalı veya davacı olarak birden çok kişilerin bir arada bulunmaları mecbûriyeti. |
MECBURİ TAHKİM | Bir uyuşmazlığın hakem önünde çözülmesi mecburiyeti. |
MECCANEN | Bedelsiz; Bedava. |
MECCANÎ | Parasız olarak, Bedava. |
MECCANİ | Mecannen - parasız |
MECELLE | Kitap , fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, tanzimattan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan eser |
MECHUL | Bilinmeyen, belirsiz. |
MECLUB | Zorla getirilmiş. |
MECMUU | Tümü |
MECRA | Bir işin gidiş, oluş yolu; akarsu yatağı |
MECRUH | İnandırıcı sözlerle çürütülmüş fikir yada dava |
MECUR | Kiraya verilen şey |
MECZUM | Kesin karar verilen hüküm. |
MEÇHUL | Bilinmeyen; tanınmayan |
MEÇZUM | Anlaşılan |
MEDAR | Dayanak |
MEDARI TATBİK | Uygulanabilir |
MEDENİ NİKAH | Yasalara göre yapılan resmi evlenme işlemi |
MEDENİ SEMERE | Hukuki işlemlerden doğan semere |
MEDENİYYET | Uygarlık |
MEDFEN | Ölünün gömüldüğü yer. |
MEDFÛL | Delil getirilmiş şey. |
MEDHAL | Giriş. |
MEDHALDAR | Bir suç fiiline doğrudan veya dolaylı şekilde karışan. |
MEDLUL | Delil getirilmiş şey |
MEDUV | Davetli. |
MEDYUN | Borçlu. |
MEFHUM | Kavram. |
MEFHUMU MUHALİF | Karşıt kavram |
MEFKUD | Yeri ve yaşayıp yaşamadığı belli olmayan. |
MEFKURE | Ülkü |
MEFKÛRE | İdeal. |
MEFLUC | Felçli. |
MEFLUÇ | Felçli. |
MEFRUG | Feragat edilmiş. |
MEFRUĞ | Başkasına devredilmiş. |
MEFRUĞUNBİH | Devir konusu şey |
MEFRUĞUNLEH | Kendisine hak devrolunan kimse |
MEFRUŞ | Döşemeli. |
MEFRUŞAT | Döşeme; ev eşyası |
MEFRUZ | Varsayılmış; Ayrılmış. |
MEFRUZ SUÇ | Kanunda olmadığı halde kanunî tanıma uyduğu farzedilen suç. |
MEFSAH | Bozma. |
MEFSUH | Feshedilmiş |
MEFTA | Ölü. |
MEFTUN | Gönül vermiş. |
MEFTUR | Bezgin, bezmiş. |
MEFUL | Yapılmış; Pasif. |
MEHAKİM | Mahkemeler. |
MEHAKİM-İ ADLİYYE | Genel hukuk ve ceza mahkemeleri. |
MEHAZ | Kaynak; Referans. |
MEHAZIR | Sakınılacak korkulacak şeyler. |
MEHEKK | Mehenk taşı. |
MEHİL | Süre |
MEHİL VERMEK | Bir kimseye karşı tarafça ek süre vermek. |
MEHİR | Karı'nın nikahlanmakla kazanıdığı mal, para. |
MEHL | Mühlet, önel |
MEHMAİMKAN | Mümkün olduğu kadar. |
MEHÛZ | Ödünç olarak alınmış. |
MEHZUM | Yenilmiş. |
MEKAN | Yer. |
MEKÂN | Mahal. |
MEKANET | Metanet, güç. |
MEKFUL | Kefil olan. |
MEKFULÜNANH | Kefil olunan kişi. |
MEKFULÜNBİH | Kefalete bağlanmış alacak. |
MEKFÜLUNLEH | Alacağını kefil ile sağlamlaştırmış olan alacaklı. |
MEKÎN | Çevresi geniş. |
MEKKÂRİ | Hilekarlık. |
MEKKÂS | Gümrükte çalışan. |
MEKNUZ | Gizli. |
MEKR | Hile. |
MEKRAN | Hile yaparak. |
MEKSEB | Kazanç. |
MEKSEBE | Kazanç. |
MEKSUP | Kazanılan; Kazanım konusu mal. |
MEKŞUF | Keşfedilmiş. |
MEKTUB HUKUK | Yazılı hale getirilmiş hukuk. |
MEKULAT | Yiyecekler |
MEKÜLAT | Yiyecekler |
MELBUSAT | Elbiseler; Giysiler. |
MELCE | Sığınak. |
MELEKE | Yetenek. |
MELFUF | Zarfa konmuş. |
MELFUFAT | Zarfa konmuş belgeler.. |
MELFUFEN | Eki olarak. |
MELFUZ | İfade edilmiş. |
MELHUF | Kaygılı;Üzüntülü. |
MELHUZ | Muhtemel; gerekebilecek |
MELZUM | Lüzumlu; Gerekli. |
MEMALİK | Ülke |
MEMAT | Ölüm. |
MEMBA | Kaynak. |
MEMHUR | Mühürlü. |
MEMLUKE | Birinin malı olan. |
MEMNU | Yasaklanmış; yasak |
MEMNU HAKLARIN İADESİ | Yasak hakların geri verilmesi. |
MEMNUAT | Yasak şeyler |
MEMNUİYET | Yasak; Yasaklanmış olma. |
MEMNUNİYET | Hoşuna gitme. |
MEMSEK | Dayanak. |
MEMUR | Kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanmış olan kişi |
MEMURİN | Memurlar. |
MEMURUNBİH | Hakkında emir bulunan nesne. |
MEMZUC | Karışık. |
MEMZUCEN | Karışmış olarak, birlikte |
MEMZUÇ | Karışık. |
MEN | Yasak etme |
MEN ETMEK | Engellemek; yasaklamak |
MENABİ | Kaynaklar. |
MENAFİ | Menfaatler; yararlar |
MENAFİİUMUMİYE | Kamu yararı |
MENAFİL | Yararlar |
MENASIB | Aşamalar. |
MENATIK | Mıntıkalar. |
MENAZİL | Menziller. |
MENBA | Kaynaklar; çıkış yeri |
MENFAAT | Yarar, çıkar. |
MENFAATİ AMME | Kamu yararı |
MENFEZ | Nüfuz sahibi olunmak istenen yer. |
MENFİ | Olumsuz, ters. |
MENFİ EDİM | Borçlunun bir şeyi yapmamak şeklinde icra edeceği edim türü |
MENFUR | İğrenç; Mide bulandırıcı. |
MENHİ | Yasak; Yasaklanmış. |
MENHİYAT | Yasak edilmiş şeyler. |
MEN'İ MUARAZA | Tecavüz ve taarruza uğramış bir malın sahibinin, bu haksız durumun giderilmesini istemesi davası. |
MENKUHA | Nikahlı eş. |
MENKUL | Taşınır mal |
MENKULE | Taşınır, nakledilir. |
MENKÛR | İnkar edilmiş. |
MENKUŞ | İşlenmiş, nakşedilmiş. |
MENKUZ | Bozulan |
MENSUH | Kaldırılmış, geçerliliği kalmamış. |
MENSUHİYET | Kaldırılmış olma |
MENSUSAT | Açıklanmış hükümle, kesin kurallar. |
MENŞE | Kaynak, çıkış yeri, kök |
MENUT | Bağlı |
MENZİL | Ulaşılmak istenile yer. |
MERA | Bir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi |
MERABİH | Ticari kazanç. |
MERAHİL | Aşamalar; Dereceler. |
MERÂKİB | Taşıt. |
MERAM | Maksad. |
MERASİM | Tören |
MERATİB | Aşamalar; Dereceler. |
MERBUT | Bağlı |
MERBUTAT | Bağlı olan şeyler. |
MERBUTEN | Bağlanarak; Bağlı olarak. |
MERBUTİYET | Bağlılık. |
MERCİ | Yetkili makam. |
MERCİ-İ HAL | İşi çözecek makam. |
MERCİ-İ RÜ'YET | Davaya bakacak mahkeme. |
MERCU | Rica edilen. |
MERCUH | Tercih edilen. |
MERDAN | Erkekler.. |
MERDUD | Geri çevrilmiş. |
MERDUT | Kovulmuş, geri döndürülmüş. |
MERFU | Kaldırılmış. |
MERFÛ | Kaldırılmış. |
MERGUBİYET | Beğenilmişlik |
MERHALE | Aşama. |
MERHUN | Rehnedilen mal |
MERİ | Yürürlükte olan |
MERİ | Yürürlükte olan. |
MERİYET | Yürürlük |
MERİYÜLİCRA | Yürürlükte olan, uygulanan. |
MERKUM | Adı geçen |
MERSULE | Gönderilen |
MERZAGİ | Bataklıkla ilgili. |
MESABE | Derece. |
MESAĞ | İzin; ruhsat; cevaz |
MESAHA | Ölçme; ölçümleme |
MESAİL | Meseleler |
MESAKİN | Meskenler; oturulacak yerler |
MESALİH | İşler. |
MESÂLİH | İşler |
MESALİK | Meslekler. |
MESBUK | Geçmiş |
MESDUD | Zorla veya kanunla kapatılmış. |
MESDUT | Kapanmış, kapalı. |
MESEL | İbretlik söz. |
MESELE | Problem, sorun |
MESELE-İ HUKUKİYE | Hukukî mesele. |
MESELE-İ MUKADDEME | Davanın başında bizzat hakimce ele alınıp halledilecek sorun. |
MESELE-İ MÜSTEHİRE | Geciktirici mesele. |
MESİL | Suyun geçtiği yer |
MESİRE | Gezilecek yer |
MESKEN | Konut, ev. |
MESKÛK | Damgalı. |
MESKUN | İçinde insan oturan |
MESKÛN | İçinde oturulan yer. |
MESKUTÜNANH | Hakkında bir şey söylenmemiş. |
MESLUB | Ortadan kaldırılmış, giderilmiş. |
MESMU | Dinlenebilir |
MESNED | İsnad edilen,dayanılan şey |
MESRUK | Çalınmış |
MESRÜD | Söylenmiş. |
MESSEDİLMEK | Meydana gelmek. |
MESTUR | Gizli. |
MESUL | Sorumlu |
MESULİYET | Sorumluluk. |
MESUM | Günahkar. |
MESUR | Esir düşmüş kimse. |
MESVA | Konut. |
MESVUKUNLEH | Sevk sebebi. |
MEŞAGİL | Meşgul olunan şeyler. |
MEŞAHİD | Şehitlikler. |
MEŞAKİL | Sıkıntılar; Zorluklar. |
MEŞBÛ | Dolu. |
MEŞFU | Önalım hakkının ilişkin olduğu mal |
MEŞGULİYYET | Meşgul olma. |
MEŞHED | Şehidin gömüldüğü yer. |
MEŞHUD | Suçüstü; Şahit olunmuş; Henüz işlenmekte olan. |
MEŞHUDAT | Şahitlik |
MEŞHUDÜNALEYH | Aleyhinde şahadet edilen kimse |
MEŞHUR | Ünlü. |
MEŞHUT | Suçüstü; Şahit olunmuş; Henüz işlenmekte olan. |
MEŞHUT SUÇ | Suçüstü |
MEŞİYYET | İrade |
MEŞKUK | Şüpheli. |
MEŞKÛK | Şüpheli. |
MEŞKÛKİYET | Kuşkulu olma; Şüphelilik. |
MEŞRU | Yasal |
MEŞRU MÜDAFAA | Haklı savunma. |
MEŞRUA | Meşru |
MEŞRUH | Açıklanmış. |
MEŞRUHAT | Açıklamalar. |
MEŞRUİYET | Geçerlilik, yasallık. |
MEŞRUİYYET | Yasaya uygun bulunma |
MEŞRUT | Şart koşulmuş |
MEŞRUTA TEVLİYET DAVASI | Vakfeden kişinin mütevelliği kime şart kıldığı yolundaki uyuşmazlıkla ilgili dava |
MEŞRUTEN | Şarta bağlı olarak. |
MEŞRUTEN TAHLİYE | Özgürlüğü bağlayıcı cezanın bir bölümünü iyi hal ile geçiren hükümlünün, şartlara uymaması durumunda yeniden hapsedilmesi şartıyla salıverilmesi |
MEŞRUTÎ | Meşrutiyetle yönetilen. |
MEŞRUTİYET | Meşrut olma hali. |
MEŞRÜH | Açıklanmış. |
MEŞUM | Uğursuz. |
MEŞVERET | Bir karar alınırken başkalarının da görüşünü alma. |
META | Satılacak mal, eşya. |
METALEBE | Talepte bulunma. |
METALİB | Talep edilen şeyler. |
METÂLİB | Talep edilen şeyler. |
METANET | Dayanıklılık. |
METERADİF | Birbirine bağlı olan, birinin ardı sıra giden eşanlamlı |
METFUN | Defnedilmiş. |
METHAL | Girme; Katılma. |
METRÛK | Başı boş bırakılmış. |
METRUKE | Terkedilmiş, erkekten boşanmış kadın |
METUS | Şiddetle verilen korku. |
MEVAD | Maddeler. |
MEVADD | Maddeler. |
MEVAHİB | Bağışlar; Yardımlar. |
MEVAKİ | Mevkiler. |
MEVANİ | Engeller |
MEVÂNİ | Engeller. |
MEVARİS | Miras bırakan kişinin tüm malları. |
MEVASİM | Mevsimler. |
MEVAŞİ | Geviş getiren hayvanlar |
MEVAT | Maddeler, varlıklar; Ölü |
MEVAZİN | Bir şeyi ölçmeye yarayan aletler. |
MEVC | Dalga. |
MEVCUDLU | Adliyeye evrakı ile birlikte zabıta nezaretinde götürülen kimse. |
MEVDADDI MAHSUSA | Özel hükümler |
MEVDU | Teslim edilmiş. |
MEVHİBE | Hediye. |
MEVHUB | Bağışlanan mal. |
MEVHUBUNLEH | Lehine bağış yapılan. |
MEVHUBÜNLEH | Lehine bağış yapılan. |
MEVHUM | Varsayılan; var olarak kabul edilen |
MEVKİF | Durak |
MEVKUF | Vakfedilen şey |
MEVKUFEN | Tutuklu olarak. |
MEVKUFİYET | Tevkif edilme; Tutukluluk. |
MEVKUT | Gazete. |
MEVKUTE | Gazete. |
MEVLİD | Dünyaya gelme, doğma. |
MEVRİD | Varacak yer |
MEVRİT | Varılacak yer. |
MEVRUD | Vasıl olan; Ulaşan. |
MEVRUS | Miras kalmış. |
MEVSİK | Sözleşme. |
MEVSUF | Nitelikli. |
MEVSUF HIRSIZLIK | Ağırlaştırılmış hırsızlık. |
MEVSÛK | Belgelendirilmiş. |
MEVSUKİYET | Sağlamlık |
MEVSUL | Ulaşan. |
MEVT | Ölüm. |
MEVTA | Ölü. |
MEVUT | Önceden söz verilmiş. |
MEVZİİ | Bir yere özgü, bölgesel. |
MEVZU | Konu. |
MEVZU HUKUK | Bir anda toplumda yapılıp, oluşturulup uygulanan hukuk. |
MEVZUA | Konu. |
MEVZUAT | Yazılı hukuk kurallarının tümü. |
MEVZUN | Tartılan şey. |
MEY | Şarap. |
MEYALAN | Eyilimler, meyiller. |
MEYAN | Arada. |
MEYDAN | Geniş alan. |
MEYHİNAT | Yasaklar. |
MEYL | Eğilme, tutulma. |
MEYMENET | Uğur. |
MEYYAL | Eğilimli; Hevesli. |
MEYYİT | Ölü. |
MEZABIT | Tutanaklar. |
MEZAD | Artırma yolu ile yapılan satış. |
MEZAHİB | Mezhepler. |
MEZAHİM | Zahmetler. |
MEZAT | Artırma yolu ile yapılan satış. |
MEZBELE | Çöplük. |
MEZBELELİK | Çöplük. |
MEZBUR | Adı geçen, bahsedilen. |
MEZBURE | Adı geçen, zikredilen. |
MEZBÜR | Cahil. |
MEZC | Karıştırma, katma. |
MEZCETMEK | Birleştirmek. |
MEZELLET | Alçaklık; Düşüklük.. |
MEZKUR | Zikredilen;anılan |
MEZKÛR | Sözü edilen. |
MEZM | Ekili. |
MEZMUM | Yerilmiş, ayıp. |
MEZRUAT | Ekilip biçilmiş tohumlar; ekinler |
13 Ağustos 2013 Salı
Hukuk Sözlüğü M1-HARFİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder