Sayfalar

13 Ağustos 2013 Salı

Hukuk Sözlüğü M1-HARFİ

MAANİManalar
MAARİFMilli Eğitim Bakanlığına bağlı bir müdürlük.
MAASİGayrı hukukî davranışlar.
MAAŞHer ay çalışmadan önce memura verilen para, aylık.
MAATTAHLİFYeminli.
MAATTEESSÜFTeessüfle.
MABATSonu, sonrası.
MABEHÜLİMTİSALÖrnek alınan.
MABEMALMahalsiz, yersiz.
MABEYNİki şey arasındaki mesafe.
MABİHÜTATBİKTatbik yeri.
MADAMAKİMadem ki
MADDE-İ SABIKAYukardaki hükümler; geçen hükümler; daha önce anılan maddeler
MADDİ EDİMBorçlunun malvarlığı ile ifa edeceği edim türü
MADDİ MALTaşınır ve taşınmaz mallar gibi fiziksel varlığı olan, gözle görülüp elle tutulabilen mal.
MADDİ MESELEBir davanın konusunun veya yargılama meselesinin hukukî bir olay olması.
MADDİYETGözle görülen elle tutulan şey, madde
MADELETAdalet, adilce davranış
MADRUBDövülmüş; vurulmuş
MA-DUDSayılı
MADUDSayılı, belirli.
MADUMYok olan şey.
MADUNAşağı derece, alt.
MADÛNAşağıda olan; Daha düşük düzeyde.
MADUTSayısal.
MAFEVKÜst
MAĞBUNAldatılmış.
MAĞDURHaksız fiilden ve suçtan zarar gören erkek.
MAĞDUREHaksız fiilden ve suçtan zarar gören kadın.
MAĞDURİYETBir konudan zarar görme.
MAĞRİBBatı.
MAĞSUBGasbedilmiş yer
MAĞŞUŞKarışık; Saf olmayan.
MAHAy.
MAHAKİMMahkemeler
MAHÂKİMMahkemeler
MAHALYer, bölge
MAHALYer, mevzi, bölge.
MAHALLİ MAHKEMEYerel mahkeme.
MAHAZABununla beraber
MAHAZARHazır olanlar.
MAHCUCDelillendirilmiş.
MAHCURVesayet altına alınmış, kısıtlı
MAHCURİYETHacir altına alınma.
MAHCUZHaczedilen; üzerine haciz konulmuş
MAHDUMErkek çocuk.
MAHDUTSınırlanmış; tahdit konulmuş
MAHFUZSaklı; gizli
MAHFUZİYETSaklı olma hali
MAHİRUsta;Uzmân.
MAHİRANEUstaca.
MAHİYEAylık
MAHİYETBir şeyin esası, içyüzü
MAHİYYETNitelik.
MAHKEMEDavanın hükme bağlandığı yer.
MAHKEME İSTİKLALİMahkeme bağımsızlığı.
MAHKUMHüküm giymiş, hükümlü
MAHKUMİYETHüküm giymiş olma durumu
MAHKUMUNBİHHüküm konusu
MAHLASOzanların yapıtlarında kullandıkları takma ad.
MAHLUTahtından indirilmiş.
MAHLULHallolunmuş; çözülmüş
MAHLUTKarışık,karıştırılmış.
MAHMULYüklenmiş, müsnet, dayalı
MAHMUZPaslanmış.
MAHREÇMirasın kaça bölüneceğini gösteren sayı.
MAHREKYörünge.
MAHREMGizli olan.
MAHREMİYYETGizlilik.
MAHRUBYıkılmış.
MAHRUKATYakıt.
MAHRUMYoksun; dilediğini elde edemeyen
MAHRUSABüyük şehir.
MAHSUBHesaplanmış, sayılmış.
MAHSUBENHesaba geçirilerek, alacağa sayılarak.
MAHSULATMahsuller; ürünler
MAHSUPHesaba dahil edilmiş
MAHSURSınırlanmış.
MAHSUSÖzel
MAHSUSAMahsus.
MAHTUMMühürlenmiş.
MAHUTBilinen.
MAHZHalis, katıksız.
MAHZAKatkısız; Tam.
MAHZARMahkeme sicil defteri, çok imzalı dilekçe
MAHZENİçerisinde eşya saklanan yer.
MAHZUREngel, mani, sakınca
MAÎSuyla ilgili.
MAİBKusur, leke.
MAİLEğik.
MAİŞETGeçinme için gerekli şeyler.
MAİYETMemurun emri altında bulunma
MAİYYETBüyük bir memurun emri altında bulunma.
MAKABLE ŞAMİLGeçmişe etkili olan; geriye dönük
MAKABLE TEŞMİLHükmün etkisinin geriye yürütülmesi
MAKALSöz
MAKARBaşkent
MAKASITMaksatlar, amaçlar.
MAKASİDMaksatlar; Amaçlar.
MAKATAnüs.
MAKBERMezar, mezarlık.
MAKBUZAlındı.
MAKESYankılanma.
MAKİSKıyaslanabilir, benzetilebilir.
MAKRUNYakın; ulaşmış
MAKSADAmaç, istek
MAKSUDİstek.
MAKSUDİYATKastolunan şeyler
MAKSUMBölünmüş
MAKSURKısıtlanmış; kısıtlı
MAKSURANKısaltılarak
MAKSUREKısaltılmış.
MAKSUTİstek.
MAKTUDeğeri biçilmiş; pazarlıksız
MAKTUAKesilmiş, pahası biçilmiş.
MAKTUANToptan, götürü biçimde.
MAKTULÖldürülen (maktül)
MAKTULENÖldürülerek
MAKULEÇeşit; tür
MAKUSTers, yolunda gitmeyen.
MAKZÎHüküm ve kaza olunmuş.
MAL BEYANITaşınır ve taşınmaz malların listelenerek istenen makama sunulması
MALAGANLARRusya'da yaşayan ve bir bölümü Türkiye'ye sığınan bir boy ve mezhep topluluğu
MALAYUTAKDayanılmaz
MALİ MESRUKÇalıntı mal
MALİKBir şeye sahip olan kişi
MALİYUNMaliyeciler
MALUMATBilgi.
MALUMEBelli.
MALUMÜLESAMİAdları bilinen
MAMAFİHBuna rağmen.
MAMELEKMalvarlığı
MAMULİYETİmal edilmiş olan.
MAMULÜNBİHYürürlükte olan.
MAMUREİnsan bulunan yer.
MANDABazı az gelişmiş ülkeleri, kendi kendilerini yönetecek bir düzeye eriştirip bağımsızlığa kavuşturuncaya kadar birleşmiş milletler cemiyeti adına yönetmek için bazı büyük devletlere verilen vekillik
MANDACIBir ülkeyi manda temeline göre yönetmesi için milletler cemiyeti tarafından görevlendirilen devlet
MANEVİ TAZMİNATBir kimsenin karşılaştığı zararlara karşı mânen ödenmesi gereken bedel.
MANİEngel olan, yasaklayıcı.
MANSUBAtanmış
MANSUPAtananmış.
MANTIKİMantık kurallarına uygun
MANTUKSöylenmiş söz.
MARİFETİYLEAracılığıyla
MARUFHerkesçe bilinen
MARUZArzolunmuş
MARUZATArz olunanlar, diyecekler.
MARÜZZİKRZikredilen.
MARZİRıza gösterilmiş.
MARZİYYERızaya uygun.
MASARİFGiderler
MASARİFİPaylara bölünecek harcamalar
MASARİFİ MUHAKEMEMuhakeme masrafları
MASARİTMasraflar.
MASDARKaynak, temel.
MASLAHATEmir; buyruk
MASLAHATAMİZİşe yarar.
MASNUSanatla yapılmış.
MASNUATSahte
MASRAFHarcama, gider
MASRUFSarfedilmiş; harcanmış
MASUNKorunmuş; Saklanmış.
MASUNİYETDokunulmazlık
MAŞRIKDoğuda kalan ülkeler.
MATBUBasılı
MATBUAT SUÇLARIBasın suçları
MATLABTalep olunan
MATLAPYasa maddelerinin başında yer alan başlık.
MATLUBTalep edilen, istenilen.
MATLUBATAlacaklar
MATLUPİstenilen şey.
MATRAHBir verginin miktarını belirtmek için esas alınan değer
MATRUDTardedilmiş; Kovulmuş.
MATUFYöneltilmiş; yönelik
MÂTUFYönelmiş. Bir tarafa eğilmiş.
MATUFİYETYöneliklik.
MATUHBunamış, bunak
MAVAKAOlup geçmiş (şey).
MÂYİSıvı.
MAYUBİYETAyıplı, kusurlu olmak.
MAZARRATZarar; zarar verici
MAZARRÂTZarar.
MAZBATATutanak
MAZBUTDüzenli; Düzgün.
MAZBUT VAKIFYönetimi devlet tarafından ele alınmış vakıf
MAZHARBir şeyden yararlanma; ulaşma
MAZHARİYETNail olma.
MAZİGeçmiş.
MÂZİEski zamanda kalmış.
MAZİRETİ SAHİHAGerçek engel
MAZLUMEzilmiş.
MAZLÛMİYYETEzilmiş olma durumu.
MAZMUMİlaveli.
MAZMUNÖdenmesi gereken şey
MAZNUNZanlı; sanık
MAZRUFZarfın içine konmuş.
MAZULGörevden uzaklaştırılmış.
MÂZURMazeretli.
MEABSığınılacak yer
MEAİLSorunlar
MEALMana, anlam.
MEANİManalar, anlamlar
MEBADIBaşlangıçlar.
MEBALİĞMeblağlar
MEBÂLİĞParalar
MEBANİBinalar
MEBDEBaşlangıç; ilk unsur
MEBHASAraştırma yeri.
MEBHUSSözü edilen.
MEBHUSÜNANHSözü geçmiş, anılan.
MEBİSatılan şey
MEBLAĞPara tutarı
MEBNAYapı , bina yeri.
MEBNÎBu sebeple; Bu yüzden.
MEBNİBuna dayanan; ....den dolayı; ......den ötürü;
MEBRUZSunulmuş.
MEBSUTENYayılmış.
MEBZULBol, çok
MECARİSu yolları
MECAZİÖz anlamı dışında söz kullanma.
MECBURZorunlu
MECBURİ DAVA ARKADAŞLIĞIBir kısım davalarda davalı veya davacı olarak birden çok kişilerin bir arada bulunmaları mecbûriyeti.
MECBURİ TAHKİMBir uyuşmazlığın hakem önünde çözülmesi mecburiyeti.
MECCANENBedelsiz; Bedava.
MECCANÎParasız olarak, Bedava.
MECCANİMecannen - parasız
MECELLEKitap , fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, tanzimattan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan eser
MECHULBilinmeyen, belirsiz.
MECLUBZorla getirilmiş.
MECMUUTümü
MECRABir işin gidiş, oluş yolu; akarsu yatağı
MECRUHİnandırıcı sözlerle çürütülmüş fikir yada dava
MECURKiraya verilen şey
MECZUMKesin karar verilen hüküm.
MEÇHULBilinmeyen; tanınmayan
MEÇZUMAnlaşılan
MEDARDayanak
MEDARI TATBİKUygulanabilir
MEDENİ NİKAHYasalara göre yapılan resmi evlenme işlemi
MEDENİ SEMEREHukuki işlemlerden doğan semere
MEDENİYYETUygarlık
MEDFENÖlünün gömüldüğü yer.
MEDFÛLDelil getirilmiş şey.
MEDHALGiriş.
MEDHALDARBir suç fiiline doğrudan veya dolaylı şekilde karışan.
MEDLULDelil getirilmiş şey
MEDUVDavetli.
MEDYUNBorçlu.
MEFHUMKavram.
MEFHUMU MUHALİFKarşıt kavram
MEFKUDYeri ve yaşayıp yaşamadığı belli olmayan.
MEFKUREÜlkü
MEFKÛREİdeal.
MEFLUCFelçli.
MEFLUÇFelçli.
MEFRUGFeragat edilmiş.
MEFRUĞBaşkasına devredilmiş.
MEFRUĞUNBİHDevir konusu şey
MEFRUĞUNLEHKendisine hak devrolunan kimse
MEFRUŞDöşemeli.
MEFRUŞATDöşeme; ev eşyası
MEFRUZVarsayılmış; Ayrılmış.
MEFRUZ SUÇKanunda olmadığı halde kanunî tanıma uyduğu farzedilen suç.
MEFSAHBozma.
MEFSUHFeshedilmiş
MEFTAÖlü.
MEFTUNGönül vermiş.
MEFTURBezgin, bezmiş.
MEFULYapılmış; Pasif.
MEHAKİMMahkemeler.
MEHAKİM-İ ADLİYYEGenel hukuk ve ceza mahkemeleri.
MEHAZKaynak; Referans.
MEHAZIRSakınılacak korkulacak şeyler.
MEHEKKMehenk taşı.
MEHİLSüre
MEHİL VERMEKBir kimseye karşı tarafça ek süre vermek.
MEHİRKarı'nın nikahlanmakla kazanıdığı mal, para.
MEHLMühlet, önel
MEHMAİMKANMümkün olduğu kadar.
MEHÛZÖdünç olarak alınmış.
MEHZUMYenilmiş.
MEKANYer.
MEKÂNMahal.
MEKANETMetanet, güç.
MEKFULKefil olan.
MEKFULÜNANHKefil olunan kişi.
MEKFULÜNBİHKefalete bağlanmış alacak.
MEKFÜLUNLEHAlacağını kefil ile sağlamlaştırmış olan alacaklı.
MEKÎNÇevresi geniş.
MEKKÂRİHilekarlık.
MEKKÂSGümrükte çalışan.
MEKNUZGizli.
MEKRHile.
MEKRANHile yaparak.
MEKSEBKazanç.
MEKSEBEKazanç.
MEKSUPKazanılan; Kazanım konusu mal.
MEKŞUFKeşfedilmiş.
MEKTUB HUKUKYazılı hale getirilmiş hukuk.
MEKULATYiyecekler
MEKÜLATYiyecekler
MELBUSATElbiseler; Giysiler.
MELCESığınak.
MELEKEYetenek.
MELFUFZarfa konmuş.
MELFUFATZarfa konmuş belgeler..
MELFUFENEki olarak.
MELFUZİfade edilmiş.
MELHUFKaygılı;Üzüntülü.
MELHUZMuhtemel; gerekebilecek
MELZUMLüzumlu; Gerekli.
MEMALİKÜlke
MEMATÖlüm.
MEMBAKaynak.
MEMHURMühürlü.
MEMLUKEBirinin malı olan.
MEMNUYasaklanmış; yasak
MEMNU HAKLARIN İADESİYasak hakların geri verilmesi.
MEMNUATYasak şeyler
MEMNUİYETYasak; Yasaklanmış olma.
MEMNUNİYETHoşuna gitme.
MEMSEKDayanak.
MEMURKamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri yapmak üzere atanmış olan kişi
MEMURİNMemurlar.
MEMURUNBİHHakkında emir bulunan nesne.
MEMZUCKarışık.
MEMZUCENKarışmış olarak, birlikte
MEMZUÇKarışık.
MENYasak etme
MEN ETMEKEngellemek; yasaklamak
MENABİKaynaklar.
MENAFİMenfaatler; yararlar
MENAFİİUMUMİYEKamu yararı
MENAFİLYararlar
MENASIBAşamalar.
MENATIKMıntıkalar.
MENAZİLMenziller.
MENBAKaynaklar; çıkış yeri
MENFAATYarar, çıkar.
MENFAATİ AMMEKamu yararı
MENFEZNüfuz sahibi olunmak istenen yer.
MENFİOlumsuz, ters.
MENFİ EDİMBorçlunun bir şeyi yapmamak şeklinde icra edeceği edim türü
MENFURİğrenç; Mide bulandırıcı.
MENHİYasak; Yasaklanmış.
MENHİYATYasak edilmiş şeyler.
MEN'İ MUARAZATecavüz ve taarruza uğramış bir malın sahibinin, bu haksız durumun giderilmesini istemesi davası.
MENKUHANikahlı eş.
MENKULTaşınır mal
MENKULETaşınır, nakledilir.
MENKÛRİnkar edilmiş.
MENKUŞİşlenmiş, nakşedilmiş.
MENKUZBozulan
MENSUHKaldırılmış, geçerliliği kalmamış.
MENSUHİYETKaldırılmış olma
MENSUSATAçıklanmış hükümle, kesin kurallar.
MENŞEKaynak, çıkış yeri, kök
MENUTBağlı
MENZİLUlaşılmak istenile yer.
MERABir veya birkaç köy veya beldeye ayrı ayrı veya ortak olarak hayvanları otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya öteden beri bu amaçla kullanılagelen arazi
MERABİHTicari kazanç.
MERAHİLAşamalar; Dereceler.
MERÂKİBTaşıt.
MERAMMaksad.
MERASİMTören
MERATİBAşamalar; Dereceler.
MERBUTBağlı
MERBUTATBağlı olan şeyler.
MERBUTENBağlanarak; Bağlı olarak.
MERBUTİYETBağlılık.
MERCİYetkili makam.
MERCİ-İ HALİşi çözecek makam.
MERCİ-İ RÜ'YETDavaya bakacak mahkeme.
MERCURica edilen.
MERCUHTercih edilen.
MERDANErkekler..
MERDUDGeri çevrilmiş.
MERDUTKovulmuş, geri döndürülmüş.
MERFUKaldırılmış.
MERFÛKaldırılmış.
MERGUBİYETBeğenilmişlik
MERHALEAşama.
MERHUNRehnedilen mal
MERİYürürlükte olan
MERİYürürlükte olan.
MERİYETYürürlük
MERİYÜLİCRAYürürlükte olan, uygulanan.
MERKUMAdı geçen
MERSULEGönderilen
MERZAGİBataklıkla ilgili.
MESABEDerece.
MESAĞİzin; ruhsat; cevaz
MESAHAÖlçme; ölçümleme
MESAİLMeseleler
MESAKİNMeskenler; oturulacak yerler
MESALİHİşler.
MESÂLİHİşler
MESALİKMeslekler.
MESBUKGeçmiş
MESDUDZorla veya kanunla kapatılmış.
MESDUTKapanmış, kapalı.
MESELİbretlik söz.
MESELEProblem, sorun
MESELE-İ HUKUKİYEHukukî mesele.
MESELE-İ MUKADDEMEDavanın başında bizzat hakimce ele alınıp halledilecek sorun.
MESELE-İ MÜSTEHİREGeciktirici mesele.
MESİLSuyun geçtiği yer
MESİREGezilecek yer
MESKENKonut, ev.
MESKÛKDamgalı.
MESKUNİçinde insan oturan
MESKÛNİçinde oturulan yer.
MESKUTÜNANHHakkında bir şey söylenmemiş.
MESLUBOrtadan kaldırılmış, giderilmiş.
MESMUDinlenebilir
MESNEDİsnad edilen,dayanılan şey
MESRUKÇalınmış
MESRÜDSöylenmiş.
MESSEDİLMEKMeydana gelmek.
MESTURGizli.
MESULSorumlu
MESULİYETSorumluluk.
MESUMGünahkar.
MESUREsir düşmüş kimse.
MESVAKonut.
MESVUKUNLEHSevk sebebi.
MEŞAGİLMeşgul olunan şeyler.
MEŞAHİDŞehitlikler.
MEŞAKİLSıkıntılar; Zorluklar.
MEŞBÛDolu.
MEŞFUÖnalım hakkının ilişkin olduğu mal
MEŞGULİYYETMeşgul olma.
MEŞHEDŞehidin gömüldüğü yer.
MEŞHUDSuçüstü; Şahit olunmuş; Henüz işlenmekte olan.
MEŞHUDATŞahitlik
MEŞHUDÜNALEYHAleyhinde şahadet edilen kimse
MEŞHURÜnlü.
MEŞHUTSuçüstü; Şahit olunmuş; Henüz işlenmekte olan.
MEŞHUT SUÇSuçüstü
MEŞİYYETİrade
MEŞKUKŞüpheli.
MEŞKÛKŞüpheli.
MEŞKÛKİYETKuşkulu olma; Şüphelilik.
MEŞRUYasal
MEŞRU MÜDAFAAHaklı savunma.
MEŞRUAMeşru
MEŞRUHAçıklanmış.
MEŞRUHATAçıklamalar.
MEŞRUİYETGeçerlilik, yasallık.
MEŞRUİYYETYasaya uygun bulunma
MEŞRUTŞart koşulmuş
MEŞRUTA TEVLİYET DAVASIVakfeden kişinin mütevelliği kime şart kıldığı yolundaki uyuşmazlıkla ilgili dava
MEŞRUTENŞarta bağlı olarak.
MEŞRUTEN TAHLİYEÖzgürlüğü bağlayıcı cezanın bir bölümünü iyi hal ile geçiren hükümlünün, şartlara uymaması durumunda yeniden hapsedilmesi şartıyla salıverilmesi
MEŞRUTÎMeşrutiyetle yönetilen.
MEŞRUTİYETMeşrut olma hali.
MEŞRÜHAçıklanmış.
MEŞUMUğursuz.
MEŞVERETBir karar alınırken başkalarının da görüşünü alma.
METASatılacak mal, eşya.
METALEBETalepte bulunma.
METALİBTalep edilen şeyler.
METÂLİBTalep edilen şeyler.
METANETDayanıklılık.
METERADİFBirbirine bağlı olan, birinin ardı sıra giden eşanlamlı
METFUNDefnedilmiş.
METHALGirme; Katılma.
METRÛKBaşı boş bırakılmış.
METRUKETerkedilmiş, erkekten boşanmış kadın
METUSŞiddetle verilen korku.
MEVADMaddeler.
MEVADDMaddeler.
MEVAHİBBağışlar; Yardımlar.
MEVAKİMevkiler.
MEVANİEngeller
MEVÂNİEngeller.
MEVARİSMiras bırakan kişinin tüm malları.
MEVASİMMevsimler.
MEVAŞİGeviş getiren hayvanlar
MEVATMaddeler, varlıklar; Ölü
MEVAZİNBir şeyi ölçmeye yarayan aletler.
MEVCDalga.
MEVCUDLUAdliyeye evrakı ile birlikte zabıta nezaretinde götürülen kimse.
MEVDADDI MAHSUSAÖzel hükümler
MEVDUTeslim edilmiş.
MEVHİBEHediye.
MEVHUBBağışlanan mal.
MEVHUBUNLEHLehine bağış yapılan.
MEVHUBÜNLEHLehine bağış yapılan.
MEVHUMVarsayılan; var olarak kabul edilen
MEVKİFDurak
MEVKUFVakfedilen şey
MEVKUFENTutuklu olarak.
MEVKUFİYETTevkif edilme; Tutukluluk.
MEVKUTGazete.
MEVKUTEGazete.
MEVLİDDünyaya gelme, doğma.
MEVRİDVaracak yer
MEVRİTVarılacak yer.
MEVRUDVasıl olan; Ulaşan.
MEVRUSMiras kalmış.
MEVSİKSözleşme.
MEVSUFNitelikli.
MEVSUF HIRSIZLIKAğırlaştırılmış hırsızlık.
MEVSÛKBelgelendirilmiş.
MEVSUKİYETSağlamlık
MEVSULUlaşan.
MEVTÖlüm.
MEVTAÖlü.
MEVUTÖnceden söz verilmiş.
MEVZİİBir yere özgü, bölgesel.
MEVZUKonu.
MEVZU HUKUKBir anda toplumda yapılıp, oluşturulup uygulanan hukuk.
MEVZUAKonu.
MEVZUATYazılı hukuk kurallarının tümü.
MEVZUNTartılan şey.
MEYŞarap.
MEYALANEyilimler, meyiller.
MEYANArada.
MEYDANGeniş alan.
MEYHİNATYasaklar.
MEYLEğilme, tutulma.
MEYMENETUğur.
MEYYALEğilimli; Hevesli.
MEYYİTÖlü.
MEZABITTutanaklar.
MEZADArtırma yolu ile yapılan satış.
MEZAHİBMezhepler.
MEZAHİMZahmetler.
MEZATArtırma yolu ile yapılan satış.
MEZBELEÇöplük.
MEZBELELİKÇöplük.
MEZBURAdı geçen, bahsedilen.
MEZBUREAdı geçen, zikredilen.
MEZBÜRCahil.
MEZCKarıştırma, katma.
MEZCETMEKBirleştirmek.
MEZELLETAlçaklık; Düşüklük..
MEZKURZikredilen;anılan
MEZKÛRSözü edilen.
MEZMEkili.
MEZMUMYerilmiş, ayıp.
MEZRUATEkilip biçilmiş tohumlar; ekinler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder