Sayfalar

1 Ağustos 2013 Perşembe

Hukuk Sözlüğü T-HARFİ

T-HARFİ
Kelime / Kelime GrubuAnlam
TAABBÜDİbadet etme.
TAACCÜLAcil.
TAADDİBaşkasının hakkına el uzatma.
TAADDÜDBirden çok
TAAHHÜDBir hizmeti yerine getirmeye sözverme.
TAAHHÜDATTaahhüt edilen işler
TAAHHÜTNAMEKişinin bir işin yapılmasını veya bir şeyin teslimini üstlendiğini gösterir belge
TAALLUKİlişiği olma
TAALLÛKAitlik.
TAALLÜKATAkrabalar, hısımlar.
TAAMAş, yemek.
TAAMMÜDÖnceden planlama.
TAAMMÜDENBir işi veya suçu tasarlayarak yapma
TAAMMÜMGenelleştirme.
TAAMMÜTİşlenecek bir suçu önceden planlayarak
TAANNÜDİnatlaşma.
TAARRUZSaldırı.
TAASSUBBağnazlık.
TAAYYÜNBelli olma
TAAZZUVŞekillenme.
TABBaskı.
TABABETHekimlik.
TABİİ BORÇBazı nedenlerle ödenmesi zorunlu olmaktan çıkmış borç.
TABİİ HUKUKİdeal hukuk.
TABİİ SEMEREBir şeyin kendisinden oluşan ürün
TABİİYETTabii olmaklık.
TÂBİİYETSİZVatandaşlık bağı ile bir devlete bağlı olmayan.
TABİİYETTEN ISKATVatandaşlıktan çıkarma.
TABİRDeyim.
TABİYETKişi veya şeyleri devlete bağlayan siyasi ve hukuki bağ
TACİLAcele ettirme.
TACİRTicaretle uğraşan
TACİZTedirgin.
TÂCİZRahatsız etme.
TADADSayım.
TADADÎSayısal.
TADATSayma
TADİLDeğiştirme
TAFSİLAçıklama.
TAGAYYÜBGaip olma.
TAĞLİTYanıltmak.
TAĞLİZKaba söyleme.
TAĞRİBYurtdışına sürme.
TAĞŞİŞKarıştırma.
TAĞŞİŞATSaflığını giderme ve bozma.
TAĞYİRBaşkalaştırma
TAHADDÜSOrtaya çıkmak
TAHAFFUZKoruma.
TAHAKKUKGerçekleştirme, hakikate dönüştürme.
TAHAKKÜMHükmetme.
TAHALLÜLBozulma.
TAHAMMÜLBir yükü üstüne alma.
TAHARETPisliklerden arınma.
TAHARRÎİnceleme.
TAHARRİSuçluları araştırıp ortaya çıkarma.
TAHARRİ MEMURUAraştırma görevlisi.
TAHASSULSonuç olarak ortaya çıkma
TAHASSUNSığınma.
TAHASSÜLHasıl olma.
TAHATTÜMGereklilik.
TAHAVVÜLDeğişme; dönme
TAHAYYÜLHayal etme.
TAHAYYÜZÖnemli hale gelme.
TAHAZZÜRHazır olma.
TAHCİRArazinin etrafını çevirme.
TAHDİDSınırlandırma.
TAHDİDATSınırlamalar
TAHDİDİSınırlı.
TAHDİDİ HÜKÜMLERBir kısım konuları sınırlı olarak hükme bağlayan kurallar.
TAHDİDLİYurtdışına çıkması yasaklanan.
TAHDİTSınırlandırma.
TAHFİFHafifletme
TAHFİF SEBEBİHafiflendirici sebeb.
TAHFİFİHafifletici
TAHKİKSoruşturma.
TAHKİKATSoruşturma
TAHKİMAnlaşmazlıkların hakem yoluyla çözülmesi yöntemi
TAHKİM KURULUAnlaşmazlıkları çözmek üzere oluşturulmuş hakem heyeti
TAHKİMATSavunma amacıyla sağlamlaştırma.
TAHKİRHakaret içeren sözler söyleme.
TAHLİFYemin
TAHLİLBir şeyi parçalarına ayırarak inceleme.
TAHLİLÎAnalitik.
TAHLİSKurtarma.
TAHLİYEBoşaltma
TAHLİYE DAVASIÇıkarma, boşaltma davası.
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİKiracının, kiralananı belli bir tarihte boşaltacağına ilişkin yaptığı yazılı irade beyanı
TAHMİLYükleme
TAHRİBYıkım, yıkıntı.
TAHRİFBozma.
TAHRİKBir suç işlemeye yönlendirme.
TAHRİPHarabetme; yıkma
TAHRİRYazma
TAHRİRENYazılı olarak
TAHRİRÎYazılı.
TAHRİRİYazılı şekilde.
TAHRİRİ BEYYİNEYazılı delil.
TAHRİŞZedeleme.
TAHSİLATAlacakların toplanması
TAHSİNBeğenme
TAHSİRHasar verme.
TAHSİSEmrine verme
TAHSİS BELGESİBir paranın kime ayırt edildiğini gösteren belge.
TAHSİSATÖdenek.
TAHSİSİ KARARKararın düzeltilmesi.
TAHŞİYEÇıkıntı yapmak
TAHTAlt
TAHTANİBinanın alt kısmı
TAHTANİ FEVKANİAltlı üstlü
TAHTİMMühürleme.
TAHVİFKorkutma.
TAHVİLDeğiştirme; borç senedi
TAHVİL ETMEKBir durumdan bir başkasına döndürmek.
TAHVİLATTahviller
TAHYİRTercihe zorlama.
TAHZİRSaklama.
TAKABBÜLÜstlenme, kabul etme.
TAKADDÜMÖnce gelme
TAKALLÜBDeğişim.
TAKALLÜDÜstlenme.
TAKALLÜSKasılma.
TAKARRÜBYaklaşma.
TAKARRÜPYaklaşma.
TAKARRÜRKararlaştırma, karar verme.
TAKARRÜR ETMEKKararlaştırmak
TAKASAynı cinsten vadesi gelmiş iki alacağın sayışılması
TAKATFERSADayanılmaz.
TAKAYYÜTİtina; Özen gösterme; Kayıt altına alma.
TAKAZAİkaz etme.
TAKBİHBeğenmeme.
TAKDİMSunma, tanıtma.
TAKDİR YETKİSİKanunun belirlediği durumlarda hakime tanınan değerlendirme serbestliği
TAKDİRİ DELİLSerbestçe değerlendirilen delil.
TAKİBATKovuşturma
TAKİPİzleme, takip etme.
TAKİPSİZLİK KARARIHerhangi bir suçtan ötürü sanık durumunda olan bir kimse için kovuşturmadan vazgeçme kararı
TAKİYYEGizleme.
TAKLİBTersine döndürme.
TAKLİLAzalma.
TAKNİNKanun yapma.
TAKRİBYolunu bulma.
TAKRİBENYaklaşık olarak.
TAKRİPYaklaştırma.
TAKRİRAnlatma; tapuda malını sattığını veya ipotek ettiğini söyleme
TAKRİR ETMEKSağlamlaştırmak
TAKRİRENSözlü anlatım.
TAKRİZÖdünç verme.
TAKSİMOrtak mülkiyette bulunan bir malın, ortaklar arasında yapılan bir sözleşmeyle bölüştürülmesi
TAKSİMİ GUREMAMiras bırakanın borçlarının mirasçıları arasında bölüştürülmesi.
TAKSİRFail tarafından istenmemesine, amaçlanmamsına rağmen, bu istanmeyen sonucun meydana gelmesi durumu
TAKSİRLİ SUÇDikkatsizlik veya tedbirsizlikten doğan istemeyerek gerçekleştirilen suç
TAKSİTBölme.
TAKVİLİftira.
TAKVİYETKuvvetlendirme.
TAKYİDATKayıtlamalar.
TAKYİTSınırlama; kısıtlama
TALAKİslam hukukunda boşanma
TALEBİsteme, istek.
TALEBDARAlacaklı.
TALEPİstek, arzu.
TALEPNAMEİstek yazısı.
TÂLÎİkinci derecede olan.
TA-LIKGeciktirme
TALİİkinci dereceden.
TALİ ŞİRKETAna şirkete bağlı altşirket.
TÂLİBİstekli, isteyen.
TALİKErtelemek.
TÂLİKErteleme, duruşmanın ertelenmesi.
TALİLBahane gösterme.
TALİMATNAMEYönetmelik
TALLUKİlgili olma.
TALTİFÖdül verme.
TAMAHAçgözlülük.
TAMAMİBütünsel.
TAMİMBir şeyi son derecede yaygınlaştırma,
TAMMÜŞŞUURŞuuru tam.
TAMPON BÖLGEİki devlet arasında, hudut boyunca, askerden arındırılmış toprak parçası
TAMPON DEVLETCoğrafi konumu bakımından, güçlü ve birbirine düşman iki devlet arasında bulunan devlet
TANITeşhis etme.
TANIKDuruşmada veya koğuşturmada bilgisine, görgüsüne başvurulan kimse, şahit
TANIMAKVarlığını kabul etmek
TANSİSKur'an ve hadisten şahit göstererek bir davayı savunma.
TANZİFTemizlik.
TANZİMYeniden bir daha elden geçirme.
TANZİM EDİCİ MUAMELEDüzenleyici işlem.
TAPUBir taşınmazın üstündeki mülkiyet hakkını gösteren belge
TAPU KÜTÜĞÜBir taşınmazın üstündeki hak ve yükümlülüklerin yazıldığı resmi kütük
TAPU MEMURUTapu kütüğü tutmakla görevli memur
TAPULAMATaşınmazların tapu siciline kaydının geçirilmesi işlemi.
TAPUYU MİSİLBilirkişinin belirteceği tapu; bedel; değer baha
TARAFBir hukukî işlemin bir tarafı.
TARAFEYNDavanın iki yanı.
TARAFLARIN TAADDÜDÜBirden çok taraflı dava.
TARASSUTGözleme.
TARDReddetme.
TARHÇıkarma, bir sayıdan diğerini çıkarma.
TARİAnsızın ortaya çıkan.
TARİFEFiyat cetveli.
TARİKYöntem
TÂRİKTerkeden; bırakan
TARİKİ ÂMMHerkesin geçebilmesi için bırakılan yol
TARİZDokundurma (sözle), taşlama.
TARSİNSağlamlaştırma.
TART SUÇUDisiplin suçuyla belli süreler için okuldan veya meslekten uzaklaştırılma
TARZŞekil, biçim.
TASADDİKalkışma.
TASADDUKSadaka olarak verme.
TASALLUTSıkıntı verecek derecede peşine takılma; Musallat olma.
TASANNUYapmacık.
TASARIHukuki bir işlemin, o işlemi yapmakla yetkili kurul veya organ önüne getirildiği andaki durumu
TASARRUFBir şeyden yararlanabilme ve o şey üzerinde fiili veya hukuki işlem yapabilme gücü
TASARRUF EHLİYETİHukuken geçerli işlemler yapabilme yeteneği.
TASARRUF SERBESTİSİKişinin kendi malları üzerinde kullanabilme yetkisi.
TASAVVURTasvir etme.
TASDİTedirgin etme.
TASDİKOnama, doğrulama.
TASFİYEBir kimsenin işyerini kapatmadan önce alacak ve borçlarını temizlemesi işi.
TASHİHBir hukuki işlemin düzeltilmesi
TASHİHATDüzeltmeler.
TASHİHİKARARKararın düzeltilmesi
TASMİMTasarlama, kararlaştırma.
TASMİMATTasarlanmış olan şeyler.
TASNİBirisine iftira etmek.
TASNİFDüzen
TASRİHBelirtme, bildirilme
TASRİH ETMEKAçıklamak
TASRİHENAçık şekilde izah etmek.
TASVİBDoğru bulma
TASVİBENOnaylayarak.
TASVİPDoğru olduğunu bildirme.
TASVİRYazılı yada sözlü tarif etme.
TASVİRENTasvir ederek.
TAŞARONTali işveren.
TAŞINIRPara, çek, senet, tahvil vb. Değerli kağıt
TAŞINMAZEv, tarla vb. Taşınamayan mülk
TATBİKUygulama.
TATBİKA MEDAR İMZAUygulamaya elverişli imza
TATBİKATUygulamalar.
TATHİRTemizleme
TATLİKBoşanma.
TAVASSUTAracılık
TAVAZZUHAydınlanma
TAVİKOyalandırma.
TAVİZÖdün verme.
TAVİZENDeğerine karşılık olarak.
TAVSİFNitelendirme.
TAVSİTAracılık ettirme, aracı bulma.
TAVSİYEÖğütleme, salık verme.
TAVZİFGörevlendirme
TAVZİHAçıklama
TAYİNBelirleme, kesinleştirme.
TAYİN MERCİİTayini yapan makam.
TAYİNATErzak.
TAYYBir hükmü yürürlükten kaldırmak.
TAYYAREUçak
TAZAMMUNÖngörme.
TAZAMMUN ETMEKSonucu doğurmak; içine almak; kapsamak
TAZARRUİstek, dilek.
TAZARRURZarar görme.
TAZİFİki katını alma.
TAZİMYüceltme, saygı.
TAZİPSıkıntıya sokmak.
TÂZİPEziyet etme.
TAZİRHakkında belirli bir ceza bulunmayan cürümlerden dolayı yetkili kişilerce uygulanan ceza.
TAZMİNÖdeme.
TAZMİNATMaddi veya manevi zarara karşılık ödenen bedel
TAZMİNAT DAVASIMeydana gelen maddî ve mânevî zararları karşılamak üzere açılan dava.
TAZYİKDaraltma.
TEADDİKurallar dışına çıkma.
TEADÜLBeraberlik
TEAHHURSona kalma, gecikme.
TEAHHUR (TEEHHÜR)Gecikme
TEAKUPBirbirini takip etme, izleme.
TEAMİGörmezlikten gelinme.
TEAMÜLÖrf ve adet
TEARUZİki hükmün birbirleriyle çelişki oluşturması.
TEATİKarşılıklı gönderme
TEBAUyma ,tabi olma.
TEBAAUyruk
TEBADÜRAkla gelme
TEBAİYETTabi olma, uyma
TEBAİYYETUyma, tabi olma.
TEBARÜZGörünme, gözükme.
TEBARÜZ ETTİRMEBelirtme
TEBAÜDUzaklaşma.
TEBAYÜNÇelişkili olma.
TEBCİLAğırlama.
TEBDİLDeğişme
TEBDİLENDeğiştirerek.
TEBDİLHAVAHava değişikliği, istirahat.
TEBEANTabi olarak, uyarak.
TEBEDDÜLDeğişiklik
TEBELLÜĞTebliğ edilen bir yazıyı imza ile teslim alma
TEBELLÜRNet olarak ortaya çıkma
TEBERRUBağışlama.
TEBEYYÜNOrtaya çıkmak
TEBEYYÜN ETMEKSaptanmak
TEBLİGATBir hukuki işlemin yetkili makamca, ilgili kişinin bilgisine yazı veya ilanla sunulması
TEBLİĞYazılı bir emri, mahkeme yazısını ilgili şahsa teslim etme.
TEBLİĞ MAZBATASIResmî bir işlemin duyurulduğunu isbatlamaya yarayan tutanak.
TEBRİEBir suç veya bir borçtan birisini temize çıkarma.
TEBRİYEAklama, temize çıkartma.
TEBYİNBir yanda bulunma.
TEBYİZBir metni temize çekme.
TECANÜSBir cinsten olma.
TECÂSÜRCesurluk.
TECDİDBir işlemi bir kez daha tekrarlama.
TECDİTYenileme; tazeleme
TECEDDÜDYenilik.
TECEDDÜTYenilik.
TECELLİKader, talih, belirme.
TECENNÜNDelirme.
TECERRÜDTecrit edilme.
TECESSÜMGörünme.
TECESSÜSAraştırma.
TECEZZİBölünme
TECHİZDonatma, tamamlama.
TECİLErteleme.
TECRÎMSuçlu bulma, cezalandırma.
TECRİBTecrübe etme.
TECRİDSoyutlama.
TECRİMBirinden para cezası alma.
TECRİTBir yanda tutma, soyutlama.
TECRÜBEDeney, deneme.
TECVİZCeza verme
TECZİYECezalandırma.
TEÇHİZYapılacak işle ilgili araçları temin etme.
TEDABİRTedbirler ; önlemler
TEDAHÜLKarşılaşma, çatışma.
TEDÂİHatırlatma.
TEDARİKSağlama; temin etme
TEDARÜCDerecelenme.
TEDAVÜLDolaşma; kullanılma
TEDEHHÜŞDehşete kapılma.
TEDENNİGerileme.
TEDEYYÜNBorçlanma.
TEDFİNGömme.
TEDHİŞDehşet saçma.
TEDHİŞÇİTerörist.
TEDİBTerbiye etme.
TEDİBİYETerbiye ile ilgili.
TEDİPDüzenleme.
TEDİP HAKKIAna babalara tanınmış çocuğa öğüt vermek, ihtirada bulunmak.
TEDİRGİNRahatı kaçmış
TEDİYATÖdemeler.
TEDİYEBir borcun ödenmesi
TEDKİKKontrol etme, inceleme.
TEDRİCENAşamalı olarak
TEDRİCİAşamalı.
TEDRİSÖğretim.
TEDVİNHukuku birleştirmek amacıyla,hukukun bir dalı ile ilgili yasa halinde kurallar koyma
TEDVİRDöndürme, çevirme.
TEEDDÜPUtanma.
TEEHHÜRGecikme
TEEMMÜLDüşünüp taşınma
TEESSÜSKuruluş
TEFAHHUSGizli soruşturma.
TEFAUTFarklı.
TEFAVÜTİki şeyin karşılaştırılması halinde ortaya çıkan fark.
TEFÂZÜLFark.
TEFCİRDrenaj
TEFEHHÜMAnlamak
TEFERRUBütünün içinde yer alan bölümler.
TEFERRUATAyrıntı
TEFERRUĞTapu kaydını kendi üzerine çevirme
TEFERRUĞANTapu kaydını kendi üzerine çevirterek.
TEFERRÜSAnlar gibi olma, sezme.
TEFEVVUKÜstün olma, yükselme.
TEFEVVÜZÜzerine alma.
TEFEYYÜZİlerleme.
TEFFİZİhale
TEFHİMVerilmiş olan kararın veya hükmün,duruşmada hazır bulunan taraflara yargıç tarafından sözle bildirilmesi
TEFLİSMahkemenin iflasa karar vermesi.
TEFRİĞZimmetten kurtarma.
TEFRİKBir kısım şeyleri birbirinden ayırma.
TEFRİKABölüm bölüm yayımlamak.
TEFRİK'İ DAVADavanın ayrılması.
TEFRİŞDöşeme.
TEFRİŞATBir yeri döşemek için kullanılan eşya
TEFRİTOrtalamanın çok altında kalma.
TEFSİRKanun metinlerini altda açıklama.
TEFSİRİ HÜKÜMAçıklayıcı, yorumlayıcı hüküm.
TEFVİZTam yetki verme
TEGAFÜLAnlamazlıktan gelme.
TEGALLÜPZorbalık.
TEGALÜBÜstün gelmeye uğraşma.
TEGAYYÜBGaip olma.
TEHADDÜSOrtaya çıkma.
TEHALÜFYargıcın iki tarafa da yemin vermesi
TEHALÜKBirbirine katılma.
TEHASSÜLOrtaya çıkma.
TEHAŞİSakınma.
TEHCİRSürgün.
TEHDİDKanunlara aykırı olarak birisini, ağır bir zarar ziyan vermeyle korkutma.
TEHEVVÜRÖfkelenme.
TEHİRErteleme
TEHİRİ İCRAYürütmenin durdurulması.
TEHİRİİCRAYürütmenin durdurulması
TEHLİKEZarar, ziyân.
TEHVÎNKolaylaştırmak.
TEHVİNKolaylaştırma.
TEHYİCHeyecanlandırmak.
TEHYİEHazırlama , hazırlanma.
TEK TARAFLI İRADE BEYANIHukuki bir ilişkide taraflardan birinin, o ilişki bakımından hüküm ve sonuç doğurmaya yetecek şekilde iradesini açıklaması
TEKABBÜLKabul etmek.
TEKABÜLKarşı karşıya olma.
TEKABÜL ETMEKKarşılamak
TEKADDÜMÖne geçirme.
TEKADDÜM HAKKIÖncelik hakkı.
TEKALİFTeklifler.
TEKÂMÜLGelişim.
TEKARİRteklifler, beyanlar.
TEKASÜLTenbellik.
TEKÂSÜLTembellik.
TEKÂSÜRArtma.
TEKÂTÜMSır saklama.
TEKAÜDEmeklilik
TEKAYÜDBirbirine hile yapma
TEKDİRAzarlama.
TEKEFFÜLBirine kefil olma
TEKELLÜFSorumluluk.
TEKEMMÜLTamamlanma
TEKENNİİsmini tespit etme.
TEKERRÜRTekrar etme.
TEKEVVÜNYaradılış.
TEKEVVÜN ETMEYaratılma
TEKFILKefil gösterilme.
TEKFİNÖlüyü kefenleme.
TEKFİRBir kimsenin kafirliğini ileri sürme.
TEKİTMahkemece istenmiş ve neticesi henüz bildirilmemiş olan durumun tekrar istenmesi.
TEKLİFÖneri.
TEKMİLEksiğini giderme.
TEKRİRTekrarlama.
TEKSİFYoğunlaştırma.
TEKSİRÇoğaltma.
TEKSİRİ KABİLÇoğaltılabilir.
TEKSTHukukun temel kurallarını içeren metin.
TEKVİNOluşturma.
TEKZİBYalanlama, kizbetme.
TEKZİPDoğruluğunu kabul etmeme.
TELÂFFUZSöyleyiş.
TELAFİZararı karşılama
TELÂFİZararı giderme.
TELAHUKBirbirine katılma
TELÂHUKBirleşme.
TELÂKİKarşılaşma.
TELAKKİKabul etme, sayma .
TELÂKKİAnlayış.
TELBİSHile.
TELCİEMuvazaa, danışık.
TELEFCan ve mal kaybı.
TELEVVÜSKirlenme, pislenme.
TELFİKBirleştirme.
TELHİSÖzetleme
TELHİSENÖzet olarak.
TELİFYazma; uzlaştırma
TELİF HAKKIBir fikir veya sanat eserini yaratan kişinin, bu eserden doğan haklarının hepsi
TELİF HAKLARIFikir ürünü eserler üzerinde yaratıcısının sahip bulunduğu hak
TELKİNBir fikri karşıdakine kabul ettirmeye çalışma.
TELMİHİma etme.
TELVİHAçıklama.
TELVİSKirletme.
TELVİS ETMEKKirletmek
TEMADİSürüp gitme
TEMASBirbirine değme, dokunma.
TEMAYÜLHeveslenme.
TEMDİDKanunlarda tanınan sürenin hâkimce vb. Lerince bir daha uzatılması durumu.
TEMDİTUzatma.
TEMEKKÜNMekanlanma.
TEMEL HAKLARKişiye bağlı dokunulmaz hak ve özgürlükler
TEMEL HUKUK KURALLARIAnayasa hükümleri.
TEMELLÜKMülk edinme; kendine mal etme
TEMERRÜDBir yükümlülüğün yerine getirilmesinde oluşan gecikme
TEMERRÜD FAİZİGecikme fâizi.
TEMERRÜTBorçlunun veya alacaklının edimini yerine getirmemesi.
TEMESSÜKSenet.
TEMETTUKar, kazanç.
TEMETTÜKâr
TEMEVVÜCDalgalanma.
TEMEVVÜÇAni ekonomik değişiklikler.
TEMEVVÜLMal edinme.
TEMHİLMehil verme.
TEMHİRMühürleme.
TEMİNATBelli bir hukuksal durumu sağlamak için verilen garanti
TEMİNAT AKÇESİBir sözleşmenin kurulması için taraflardan birinin diğerine vermek yükümlülüğünde bulunduğu para
TEMKİNTedbir, önlem.
TEMLİKBir malın veya hakkın, bir hukuki işlemle başkasına devredilmesi
TEMLİK KAĞIDIBir malın mülkiyetinin geçirildiğini gösteren belge.
TEMLİKNAMEDevir durumunu gösteren belge.
TEMSİLBaşkası namınahaberi olmadan bazı mümessil sözleşmeler yapma .
TEMSİL YETKİSİBir kişinin kendisini temsil etmesi için temsil edene verilen yetki.
TEMŞİYETYürütme.
TEMYİZMahkemelerce verilen kararın kanun ve usul yönünden incelenmesini sağlayan yasal yol
TEMYİZ KUDRETİİyiyi kötüden ayırma
TENAKUSAzalma.
TENAKUZÇelişki.
TENAKÜZÇelişki
TENASÜPOrantı.
TENAZUÇekişme.
TENAZURUygunluk.
TENBİHUyarma; uyarı
TENEBBÜHİkaz, uyarı.
TENEVVÜNevilendirme.
TENEVVÜRAydınlatma.
TENEZZÜHEğlence amaçlı gezi.
TENEZZÜLKendine aykırı gelen bir işi veya durumu kabul etme
TENFİRNefret ettirme.
TENFİZGereğini yerine getirme.
TENKİDEleştirme
TENKİLBaşkalarına örnek olacak şekilde cezalandırma.
TENKİSİndirme; azaltma; eksiltme
TENKİS DAVASIBir maldaki eksiklik nedeni ile eksiğin tamamlanması için açılan dava.
TENKİTNoktalama.
TENMİYEArtırma; işletme
TENSİBUygun bulma.
TENSİKDüzenleme.
TENSİPUygun görme
TENVİRAydınlatma.
TENVİRATAydınlatma; ışıklandırma
TENZİHKabahat ve kusuru yok etme.
TENZİLİndirtme; azaltma
TEPKİ YASASIBir eyleme karşı çıkan kanun.
TERAFUKYardım etme, yardımlaşma.
TERAHİGevşeme, ağır davranma.
TERAKÜMBirikme; biriktirme
TERCİHSeçme, yeğleme.
TERCİHE ŞAYANÜstün tutulan
TERECCUHTaraflı olma.
TEREDDÜDKararsızlık.
TEREFFUArtış.
TEREKEMurisin mirasçılarına kalan tüm malvarlığı.
TEREKE (TERİKE)Mirasçılara kalan malvarlığı
TEREKKÜBMeydana gelme.
TEREKKÜPMeydana gelme.
TEREKKÜP ETMEKOluşmak
TERESSÜBATTortulanmalar; dibe çökmeler; durulmalar
TERETTÜBOlma, kaynaklanma.
TERETTÜPOlma, kaynaklanma.
TERETTÜP ETMEKDüşmek
TERFİHRahat yaşamasını sağlama.
TERFİKRefakat etme.
TERHİBKorkutma.
TERHİBATKorkutulmalar.
TERHİLBir yerden başka bir yere nakletme.
TERHİNRehin olarak verme
TERKBırakma.
TERKİBBirleştirme.
TERKİBATTerkipler.
TERKİNSilme; çizme
TERMİMTamir etme
TERSİMATResmini yapma
TERTİBSıralama, hazırlama, düzene koyma.
TERTİPSıra; düzen
TERVİCDestekleme.
TERVİÇDestekleme.
TERZİLRezil olma.
TESADDİSaldırı.
TESADÜFRastgelme, rastlantı.
TESAHUBSahip çıkma
TESAHÜLKolaylık gösterme.
TESAHÜPBenimseme.
TESÂLÜHBarışma.
TESAMUHTolerans.
TESAMÜHTolerans.
TESANÜTDayanışma.
TESAVİİki tarafı eşit yapma.
TESBİTSağlama, saptama.
TESCİLResmi kütük veya defterlere bir konunun yazılması
TESCİRAğaçlandırma.
TESELLÜMTeslim alma
TESELSÜLBirden fazla kimsenin bir borçtan veya suçtan dolayı sorumlu olması
TESEMMÜMZehirlenme.
TESEÜLDilenme, niyaz etme.
TESEÜLÜN MENİDilenmenin yasaklanması ile ilgili kanun.
TESHİLKolaylaştırma.
TESHİNIsıtma.
TESKİNYatıştırma.
TESLİHSilahlandırma.
TESMİMZehirlenme.
TESMİYEAd koyma
TESPİTBelirleme.
TESPİT DAVASIBir olayın olup olmadığını belirlemek için açılan davadır.
TESRİHızlandırma.
TESVİBMükafat verme.
TESVİDKaralama, taslak.
TESVİYEBir borcu ödeyip borçtan kurtulma.
TEŞAHHUSTanıma.
TEŞARÜKOrtaklık.
TEŞBİHBenzetme, benzetilme
TEŞCİCesaret verme.
TEŞCİRAğaçlandırma
TEŞDİDBir suçun cezasının ağırlaştırılması .
TEŞDİTŞiddetin artması.
TEŞEBBÜSGirişim.
TEŞEDDÜDŞiddetin artması.
TEŞEKKÜLOluşum, kuruluş.
TEŞETTÜTDağınıklık.
TEŞEVVÜŞKarışıklık
TEŞHİRGösterme.
TEŞHİSBir kimseyi tanıma suretiyle kim olduğunu belirleme.
TEŞKİLBir şeye şekil-suret verme.
TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNUAnayasa. Bir devletin temel kurumlarını içeren temel kanun.
TEŞMİLKapsamına alma
TEŞRİYasama.
TEŞRİHAçma, yayma.
TEŞRİİYasama faaliyeti.
TEŞRİİ KARARMeclisin kararı.
TEŞRİİ MASUNİYETMeclisi üyelerinin sahip olduğu dokunulmazlık.
TEŞVİKŞevklendirme,kışkırtma.
TEŞVİŞKarıştırma.
TETABUKUygunluk.
TETİMMATTetimmeler, bütünleyiciler.
TETİMMEBir eksiği gidermek üzere katılan şey.
TETİMMEİ SÜKNABinanın tamamlayan bölümü.
TEVAFUKUygun gelme
TEVAKKİKorunma, sakınma.
TEVAKKUFBağlı olma
TEVARÜDTekrarlanma.
TEVARÜSMirasa konma
TEVATÜRBir haberin ağızdan ağıza dolaşarak yayılması.
TEVBİHAzarlama.
TEVCİHYöneltme, terfi ettirme
TEVDİVerme, bırakma.
TEVDİ ETMEKVermek
TEVDİATYatırım.
TEVECCÜHYakınlık duyma
TEVEGGÜLİştigal, uğraş.
TEVELLÜDDoğma.
TEVELLÜTDoğum; doğma
TEVEMİkiz.
TEVESSÜLGirişim, teşebbüs.
TEVESSÜL ETMEKBaşvurmak
TEVEŞVÜŞKarmakarışık olma
TEVFİKUydurma
TEVFİKANO na göre
TEVHİDBirleştirme
TEVHİD-İ DEAVİYakından ilişkili davaların birleştirilmesi.
TEVİLSözü çevirme.
TEVKİFTutuklama
TEVKİF MÜZEKKERESİTutuklama müzekkeresi.
TEVKİFATKesinti
TEVKİLVekil olarak tayin edilmiş kimsenin, vekillik yetkisini bir başkasına devretmesi
TEVKİRAğırlama.
TEVLİDSebeb olma.
TEVLİTMeydana getirme.
TEVLİT ETMEKDoğurmak
TEVLİYETVakfın işlerini yönetmek
TEVLİYET DAVASIVakfın işlerine bakma göreviyle ilgili dava
TEVSİGenişleme
TEVSİ-İ TAHKİKATSoruşturmanın ve araştırmanın genişletilmesi.
TEVSİKBelgelendirme
TEVSİMDağıtma,üleştirme.
TEVZİDağıtma
TEVZİATDağıtmalar.
TEVZİMAdlandırma.
TEYAKKUNTam olarak bilme.
TEYAKKUZMuhtemel saldırılara karşı hazır olma.
TEYBİSKurutma.
TEYİTDoğrulama.
TEZADBiribirinin zıttı olma.
TEZAHÜRBelirme, belirti.
TEZATKarşıtlık.
TEZAYÜDArtış; çoğalma
TEZEBZÜBKararsızlık.
TEZEKKÜRDüşünce.
TEZELZÜLAşağılık olduğunu kabul etmek.
TEZEVVÜÇEvlenme.
TEZKERE-İ SAMİYYESadrazamlık makamından yazılan tezkere
TEZKİREBir konuda izin verildiğini bildirmek için hükümetten alınan belge.
TEZKİYEAklamak.
TEZLİLSaygınlığı gölgelenmek..
TEZVİÇEvlendirme.
TEZVİRYalan dolan.
TEZYİDMiktarca çoğalma.
TEZYİD-İ BEDEL DAVASIMiktarın artırılması için açılan dava.
TEZYİFDeğerini düşük gösterme.
TEZYİLEkleme, ilave etme.
TEZYİNSüs.
TEZYİNATSüslemeler
TEZYİTArtış.
TIMARYara bakımı, öşürünü almak için beylere ayrılan arazi
TİCARETBüyük ölçüde alışveriş.
TİCARET BORSASITicaret mallarının işlem gördüğü borsa
TİCARET MAHKEMESİTicari davalara bakan mahkeme
TİCARET SİCİLİTicaret mahkemelerinin bulunduğu yerlerde ticari işlemlerin kayıt edildiği ve herkesin yararlanabileceği resmi kütük
TİCARİTicaretle ilgili.
TİCARİ DAVATicârî girişimden kaynaklanan dava.
TİPİKLİKBir suçun kanundaki tanımına uyması.
TOLERANSHoşgörü.
TOPLAMA KAMPIBir kısım siyâsî tutukluların bir araya toplandıkları etrafı çevrili yer.
TOPLANTIBir hususta yapılan toplantı.
TOPLATMAElkoyma.
TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİİşçi sendikaları ile işveren veya işveren sendikaları arasında yapılan ve iş şartlarını belirleyen sözleşme
TOPLU MAHKEMEHeyet halinde çalışan mahkeme.
TOPRAK HUKUKUToprağın işletilmesiyle ilgili hususları düzenleyen hukuk
TÖHMETSuçlama, suç altında tutma.
TRAMPABir malın başka bir malla veya bir hakkın başka bir hakla değiştirilmesini konu alan sözleşme
TULANİBoyuna, uzunlamasına.
TURUKTahrikler.
TUTANAKZabıt, zabıtnâme.
TUTSAKEsir hale getirme, hapsetme.
TUTUKEVİCezâevlerinin tutuklulara mahsus bölümü.
TUTUKLAMATevkif.
TUTUKLAMA MÜZEKKERESİKişinin yakalanıp tutukevine konulması için hâkimce kesilen müzekkere.
TUTUKLUTutuklama kararı verilen.
TÜRREHATSaçmalama
TÜZEL KİŞİKendisini oluşturan gerçek kişilerin üzerinde ve onlardan bağımsız bir varlığı ve belirli bir amacı bulunan
TÜZÜKNizamnâme, resmî gazetede yayımlanan yazılı hukuk metinleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder